Defter / Kelimelerin Dünyasına Yolculuk

Düşünce Yorum Kültür Edebiyat Genel Kültür

Defterini unutmuş bizim sarı oğlan geçen. Ara ara yok! Yer yarıldı yerin içine girdi sandık. Yok. Meğer salondaki koltuğun arasına saklanası tutmuş. Ebeye de yakalanmadı diye mutlu mutlu bakıyordu bana onu bulduğumda. Defteri şöyle bi evirip çevirdim beni taa alıp çocukluğuma götürdü hatta o kadar hatıralara daldım ki, oturup size defterin mazisini yazmaya karar verdim.

Kırtasiyeden başka bir yerde satılmazdı bizim zamanımızda defterler. Üstelik öyle şimdiki gibi cicili bicili, albenisi olan, üstünde sevdiğimiz figürler de yoktu. Düşünebiliyor musunuz, meyve sebze gibi kilo ile alınıp satılıyor, poşetlere boca ediliyordu. İçlerinden seçip, şu renk olsun, şöyle güzel böyle özel olsun, diyemiyorduk. Şimdi ne güzel defterleriniz var arkadaşlar. Öyle bizim zamanımızda diye başlayıp sonu gelmeyen cümleler kuran yaşlılara benzemiş olabilirim ama bunu demeden geçemedim.

Peki defter kelimesi nerden geliyor diye soracak olursanız… Difteri kelimesinden geldiği iddia edilir. Kökü ise yüzülmüş hayvan derisi manasındaki “diphteria” kelimesidir. Hani eskiden çoook çok eskiden deri üzerine yazıyorlarmış ya yazıyı. Ondan. Demek insan her zaman bir şeyleri bir yere aktarmaya ihtiyaç duymuş.

Bir deftere neler yazılır ya da neler yazılmalıdır sorusuna gelince de işte o konu başka.

Neler yazılmaz ki?

Ama bu biraz da defteri kimin kullandığına bağlı. Bir öğrenciyse, derste öğretmenin söylediklerini yazmak için kullanır. Öğrenci için tutulan notlar çok önemlidir.

Bir esnafın elindeyse, o defterde alacakların vereceklerin çetelesi saklıdır. Hesap kitap etmek, bunu kayda almak ince iştir.

Bir şair, duygularını döker deftere.

Bir yazar, ani gelen ilhamlarla notlar alır, defter bellektir.

Bir ressam, aklındakinin ham halini çizer taslak olur.

Bir bilim insanı denklemlerini deneylerini yazar deftere.

Kimi zaman da yemek tarifleri geçirilir deftere, kalıcı olsun ve derli toplu dursun diye. Kısacası defter:

Yazarın gizli sandığı

Ressamın ilk taslağı

Esnafın dert ortağı

Talebenin başarı anahtarıdır.

Herkesin en az bir defteri olmuştur. O da okuma yazmaya başladığımız zamanki ilk defterlerimiz... Ona yazı denmese bile yazı alıştırmaları yaptığımız defterde harfler sadece yamuk yumuk çizgilerden ibaretti belki de. Olsun. Bazen de sayfalarında hatıralar saklanır defterlerin. Siz unutsanız da o el sallar beni hiç unutma dercesine.

Bir gemide kaptanın seyir defteri diye geçer adı.

Bulunduğu yere göre değişir ismi: Resim defteri, bakkal defteri, not defteri, hepsi de eskilerin en iyi kayıt cihazı...

Bu sefer de defterle ilgili yazdım size yepyeni bilmecelerimi. Bakalım beğenecek misiniz? Belki siz de yazmaya heveslenirsiniz.

Okul çantalarının olmazsa olmazı     

Çizgili, çizgisiz, kareli

Kimi telli kimi ortalı

O olmazsa kalır mı yazının anlamı?

 

Ucu ataçlı bir kırtasiye gereci

Tüm sayfaları süt beyazı

Aklın gizli bahçesi                                                                   

Hayal gücünün oyun parkı.

 

İki kapak arasında yüzlerce yaprak

Sayfaları hep ak pak

Defter deyip hafife almayasın

Her şey bir gün tarih oluverir bak

 

Şu dünyada iki şey varsa övülmeye değer

Biri kalemdir bir diğeri de defter

Hiç abarttığım düşünülmesin sakın

Unutmasıyla meşhurdur beşer.

Yorum Ekle

Sesini Yükselt!

Yorumunu Herkesle Paylaş En Çok
Beğeni Alan Yorum En Üstte Yayınlansın.

Yorum yapabilmek için giriş yapınız
Henüz hiç yorum yapılmadı, ilk yorumu yapan sen ol!