Anne / Kelimelerin Dünyasına Yolculuk

Tartışmasız bir tanımı vardır anne kelimesinin. Anne, çocuğu olan kadına denir. Farklı dillerde başka şekilde anılsa da her annenin yaşadığı kültür ve geleneğe göre başka özellikleri de olsa anne denince asla değişmeyen şeyler vardır? Meziyetleri saymakla bitmez. Hepsinden önce kimsenin değil, sadece annelerin ayakları altında olan yerin cennet olduğu müjdesi verilmiştir. Bu bile başlı başına bir makamın belirtisidir. Bu makamın hakkını veren annelere cennetin yolu layık görülmüştür. Acaba neden böylesi bir lütuf derseniz ben bazılarını saymaya çalışayım.

Öncelikle siz siz olun arkadaşlar anneniz bir işte çalışmıyorsa eğer sakın ha “ev hanımı” deyip kestirip atmayın. Çünkü iyi bir anne aynı zamanda:

• İyi bir doktordur. Hastalandığınız vakit nelere ihtiyacınız olduğunu sizden daha iyi bilir. İyileşinceye kadar başınızdan ayrılmaz, sizi ayağa kaldırmak için tüm gücünü harcar. Öpeyim de geçsin deyince her ne olduysa geçip gideceğine inanılan tedavi edici sözün sahibidir o. Değme doktorların iğnesi ve ilacından daha tesirlidir. Boşuna anne başa taç imiş/Her derde ilaç imiş/Bir evlat pir olsa da/Anaya muhtaç imiş, denilmemiştir.

• Son derece ikna edici ve iyi bir avukattır, sizi en iyi anneniz savunur ve bunu size inanarak, güvenerek yapar.

• Aynı zamanda iyi bir öğretmendir. Tam yeri geldiğinde söylediği atasözü ve deyimlerin ağzından çıktığı andan itibaren, sizde bir yerlere not alma isteği uyandıran, “Vay be neler de bilirmiş benim annem!” deyip gurur duyduğunuz, yanakları sıkılası kadınlardır.

• Yeri geldiğinde iyi bir politikacıdır. Evde hep sizi idare eder, güç dengelerini hep sizin lehinize kullanır. Bu anneliğin şanındandır.

• İyi bir psikologdur. Bir sorununuz olduğunda ücretsiz, koşulsuz dinler sizi. Yardımcı olmaya çalışır, öğütler verir, sizinle birlikte güldüğü gibi sizinle birlikte ağlar. O kadar meselenin içinde hisseder ki kendini, kendi sıkıntılarını bir yana bırakır da önce sizin sorununuzu hâlletmeye çalışır. Ocakta çorbayı karıştırırken bile aklından çıkmazsınız.

• İyi bir komedyendir. Mutsuz ve üzgün olduğunuzda kendi mutsuz olsa bile sizi güldürebilmek için elinden gelen her şeyi yapar. Yüzünüzü güldürmeye çalışır.

• Ülke onun eline verilse, onu bile idare edebilecek iyi bir ekonomisttir. Küçük yaşlardan itibaren geleceğinizi planlar. Evin bütçesini aylar öncesinden hesap kitap eder, yoluna koyar. Başınız sıkıştığında ise sizi asla yarı yolda bırakmaz.

• İyi bir ara bulucudur. Kavga ettiğiniz kişilerle sizi barıştırır. İki tarafla da konuşarak orta yolu bulur.

• İyi bir mühendistir. Analitik düşünür. Sizin için çeşitli planlar ortaya koyar, bu planları canla başla gerçekleştirmeye uğraşır.

• İyi bir aşçıdır. Dünyanın en iyi restoranlarına da gidebilirsiniz ama onun yemeklerinin tadı her zaman ayrıdır ve hep ayrı kalacaktır. Hiç kimse onun kadar iyi yemek yapamaz.

• İyi bir temizlikçidir. Sizin eşyalarınızı toplayamadığınız, odanızı temizleyemediğiniz zamanlarda ilk yardım gibi imdadınıza o koşar. Bazen sitem etse hatta zaman zaman kızsa da bundan asla gocunmaz.

• İyi bir tekstilcidir. Parmak uçlarında gezdirdiği kumaşın adını, cinsini, kalitesini şıp diye söyleyiverir.

• İyi bir modacıdır. Bir kıyafet alışverişini onunla yapmak çok akıllıca bir iştir çünkü size en iyi neyin yakışacağını hangi renk tonlarının ya da hangi desenlerin size uyacağını en iyi o bilir.

• İyi bir nişancıdır. Sinirlendiği zaman attığı terlik asla hedefinden şaşmaz hep tam isabettir.

Şaka bir yana arkadaşlar, anneler ellerine bakınca anlaşılan kadınlardır. Annelerin elleri yemek kokar, başparmakları bıçak kesiği olabilir. Üstleri hep çatlak, hep pütür pütürdür, sudan deterjandan hep yıpranmıştır ciltleri. Tırnakları kısacıktır. Hepsine rağmen güçlüdür annelerin elleri. Evladının sırtını sıvazladığında güven verir annelerin elleri.

Saysak, kim bilir daha ne kadar uzar bu sayfalar ama biz kısacası annelerimize, mutluluğumuz için kanat, güvenliğimiz için pençe, sığınmamız için kucak, “Allah başımızdan eksik etmesin” dediğimiz melek, varlığımız için eriyen mumdur desek yeridir.