Merhaba arkadaşım! 

Halk arasında kullanılan sözleri sever misin? Ben çok severim. Yüzyıllar içerisinde insanların tecrübelerinden doğmuş sözlerdir; çok doğru noktalara dikkat çeker. 

“Görgülü kuşlar gördüğünü işler” sözünü hiç duydun mu? Ne demek istenmiş olabilir sence? Sanki bir takım kuşlar varmış; bir şeyler görmüşler ve yapmışlar gibi değil mi? Aslında bir insan neyi görürse onu yapar, o şekilde davranır demek istemişler. 

Peki “görgü” kelimesini hiç duydun mu? Ben sözlük okumayı da çok severim; bu gibi kelimelerin anlamını sözlüğe bakarak bulabilirsin. Hadi gel sözlükten görgü kelimesinin anlamına bakalım: “Bir kimsenin bilgi ve anlayışının artmasına, görüş ve şahsiyetinin gelişmesine yardım eden her türlü olay ve tecrübeden kazandığı davranış inceliği, insanlarla olan ilişkilerde gerektiği yerde gerektiği gibi davranma meziyeti.” 

“Görgü kuralları” sözünü muhakkak duymuşsundur. Eskiler buna “adab-ı muaşeret” demişler. Yani toplum olarak yaşarken uymamız gereken; uyduğumuzda yaşamımızı güzelleştirecek bazı kuralları kastetmişler. Bu kuralları birlikte inceleyelim mi? 

 

1) BİRİ BİZE SESLENDİĞİNDE “EFENDİM” DİYEREK KARŞILIK VERMEK

Sevgili arkadaşım sen de muhakkak biliyorsundur ki, Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) çok ama çok görgülü bir insandı! Bu yüzden görgü kurallarını incelerken O’nun hayatından örnek vermezsek olmaz. Mesela eşi Hz. Ayşe, O’nun için şöyle söylemiş: “Rasulullah kadar güzel ahlaka sahip olan hiç kimse görmedim. Ne zaman ashabından veya ailesinden biri onu çağırmışsa, mutlaka, ‘buyur!’ demiştir.” Ne incelik ama! Peki sen sevgili arkadaşım, sen de birisi seslendiğinde “neee?” deyiveriyor musun bazen? Ben dediğimi hatırlıyorum açıkçası. Bu cevabın çok hoş olmadığının farkındayım ama insanın ağzından kaçıveriyor bazen işte. Ama biz irade sahibi varlıklar olduğumuza göre uğraşa didine bu kaba cevapları terk edebiliriz; yeni alışkanlıklar kazanabiliriz. 

Allah bize değişmek gibi müthiş bir özellik vermiş. Bu değişim olumsuzdan olumluya olduğu müddetçe ne âlâ! O zaman bundan sonra biri bize seslendiğinde “efendim?” ya da “buyur?” demeye gayret ediyoruz, anlaştık mı?

 

2) TOPLUM İÇİNDE YÜKSEK SESLE KONUŞMAMAK

Her birimiz biricik yaratılmış şahsiyetleriz. Birbirinin tıpa tıp aynısı olan kimsecikler yok, değil mi? Tek yumurta ikizleri bile tamamen aynı değil. Bir kere karakterleri bambaşka! Hepimizin bu kadar biricik yaratılması muhteşem bir şey değil mi? İnsan kendini çok özel hissediyor! 

Bir taraftan hepimiz bir taneciğiz ama diğer taraftan başka insanlarla beraber yaşadığımız için toplumun birer parçasıyız. Bu hayatı tek başına yaşamıyoruz yani. “Heeeyt var mı bana yan bakan?! Ben bir taneciğim biiir, canım ne isterse onu yaparım, kimsecikler karışamaz” deyip kafamıza eseni yapabilir miyiz? Tabi ki hayııır! 

Kafamıza göre davranamayacağımız durumlardan biri de topluluk içindeyken tatlı sesimizin yüksekliğini ayarlamadan konuşmaktır. Yüksek sesle, gümbür gümbür konuşmaktan bahsediyorum yani. Ankara’dan Sivas’a doğru giden bir trende olduğunuzu düşünün; göz alabildiğine uzanan bozkırların üzerinde sürü sürü otlayan koyunlar. Sararmış kuru otların içinde pamuk gibiler. Beri tarafta sırayla dizilmiş kavak ağaçlarının dibinden akan şirin bir dere. Siz de koltuğunuza yaslanmış bu güzel manzaranın tadını çıkarıyorsunuz derkeeen… Arkanızda oturan beyefendi birden “Hee, n’aber amcaoğlu nassın?” diye bağıra bağıra konuşmaya başlıyor, eyvah! Gitti bütün keyif; koyunlar dağıldı, dere kurudu, çoban kaçtı… Şaka şaka, o kadar değil tabii ki. Ama sizin keyfinizin yarım kalacağı kesin. Dört gözle telefonu kapatmasını bekleyeceksiniz, belki çok daha rahatsız olursanız uyarmak zorunda kalacaksınız; anlayacağınız tat kaçıran durumlar. 

Halbuki bu beyefendi amcasının oğluyla biraz daha düşük sesle ve uzatmadan konuşsa hiçbir sorun olmayacak. 

Şimdi anladın mı sevgili arkadaşım bir kurala uymamak nelere sebep oluyor ve kaç kişiyi etkiliyor? O zaman bundan sonra sen de topluluk içindeyken sesinin ayarına dikkat etmeyi unutma olur mu?

Şimdi bu iki görgü kuralını anlama, sindirme ve hayata geçirme vakti. Haydi göreyim sizleri, çocukların bir şeyi yapmayı kafalarına koyduğunda on kaplan gücüne ulaşıp onu muhakkak yaptıklarını biliyorum. Bu sırrı nasıl öğrendiğimi belki bir dahaki sayıda sizinle paylaşırım. Ama ondan önce siz benimle hayatınıza geçirdiğiniz görgü kurallarını paylaşmaya ne dersiniz? Tecrübelerinizi merakla bekliyorum…

Yorum Ekle

Sesini Yükselt!

Yorumunu Herkesle Paylaş En Çok
Beğeni Alan Yorum En Üstte Yayınlansın.

Yorum yapabilmek için giriş yapınız
Henüz hiç yorum yapılmadı, ilk yorumu yapan sen ol!