Termitlerin Gökdelenleri Var

Termitler karınca büyüklüğünde olan küçük böceklerdir sevgili arkadaşlar. Ama Allah onları acayip becerikli yaratmış. Bu küçük canlılar kuleye benzeyen yüksek yuvalar, hatta kendi boylarına göre gökdelenler yapıyorlar. Dışarıdan basit gibi görünse de gerçek hiç öyle değil. Çünkü termitler yuvalarını bir plana uygun olarak yapıyorlar. Kraliçe odası, özel çocuk odaları, mantar üretme bölümleri bu minik, sevimli canlıların yuvalarındaki alanlardan bazıları. 

Dünyada 2000 civarında termit türü olduğu tahmin ediliyor. 

TERMİT YUVASININ HAVALANDIRMA SİSTEMİ

Termit yuvalarındaki en önemli özellik ise çok özel bir havalandırma sisteminin olması. Derileri çok ince olan termitlerin nemli havaya ihtiyaçları var. Bu nedenle de yuvalarının sıcaklığı ve nemi belli bir oranda olmalı, aksi halde termitler yaşayamazlar. Yaptıkları havalandırma kanallarında hava yuvanın içinde dolaşıyor. Yerin altında açtıkları tünellerden gelen suyu kullanarak da, sıcaklığı ve nemi ayarlıyorlar. 

Bizlerin, iklimlendirme mühendisleriyle çalışarak pek çok planlama ve yüksek maliyetlerle yaptığımız havalandırma işini, termitler basit bir malzeme olan toprak ve su ile mükemmel olarak çözüyorlar. Bunlar akılsız ve bilgisiz canlılar, demek ki bu akıllıca işler onlara yaptırılıyor. İşte termit örneğine baktığımızda, Allah’ın ilminin yansımasını ve her canlıyı nasıl farklı farklı işlere sevk edip çalıştırdığını görüyoruz.

TERMİTLERİN GÖKDELENLERİ

Termitler, yüksekliği bazen 7 metre kadar olan yuvalarını çok iyi koruyorlar. Örneğin; yuvanın duvarında bir delik açıldığında hemen alarm veriliyor. Nöbetçi termitler başlarını duvarlara vurarak tehlikeye karşı uyarıyor, tehlikeyi koloninin bütün üyelerine bildiriyorlar. 

Bunun üzerine larvalar hemen korumaya alınıyor ve yuvanın daha güvenli bölümlerine götürülüyorlar. Kral ve kraliçe termitin odalarının girişi de hızla örülen duvarlarla kapatılıyor…

Duvarı yıkılan bölüm acilen asker termitler tarafından kuşatılıyor. Daha sonra da duvarı onaracak işçiler malzemeleriyle geliyor, birkaç saat içinde yıkılmış olan bölümün üzerini kapatıyorlar. Ardından içerideki bölmeler hasar görmüşse onların tamiri başlıyor. 

Allah’ın nasıl yönlendirdiğini bilemediğimiz bu termitler, bütün bunları çok kısa sürede yapıyorlar ve aralarında kusursuz bir haberleşme var gibi hareket ediyorlar. 

Ancak termitlerin daha da şaşırtıcı bir özellikleri var sevgili arkadaşlar. Bütün bu söz ettiğim işleri yapan, gökdelen yüksekliğinde yuvalar inşa eden, yuvalarını güvenlik önlemleriyle koruyan termitler KÖR canlılar.

TUTKAL SAVAŞLARI

Bazı tür termitlerin çok ilginç savunma yöntemleri var. Sıcak bölgelerde yaşayan çok sayıda termit türü tutkal fışkırtan askerlere sahip. Bu asker termitler vücutlarında kimyasal maddeler üreterek bunları yapışkan hale getiriyorlar. Bu çok önemli; çünkü askerlerin fışkırttığı sıvı, ince betonu bile delip geçecek kadar güçlü. Ama bu kadar tehlikeli olan tutkal, termitin vücudunda üretildiği halde ona hiçbir zarar vermemesi de çok acayip değil mi? Allah benzer bir nimetini bize de veriyor: Etten yaratılan midemiz, yediğimiz etleri sindiriyor ama kendine zarar vermiyor. Çok şükür Rabbimize…

Asker termitler bu tutkalı, başlarının ön kısmında bulunan hortumlarından fışkırtıyorlar. Termit, tutkalı bir sprey gibi düşmanının üzerine püskürtünce, etkilenen saldırgan bayılıyor. 

Burada çok ilginç bir nokta var sevgili arkadaşlar. Düşmanını etkisiz hale getirebilmek için termitin isabetli bir vuruş yapması gerekir, değil mi? Ama asker termitler de diğer termitler gibi kör. İşte kör de olsalar düşmanlarını tam isabetle vurabilecek yetenekle yaratılıyorlar. 

Termitlerde gördüğümüz bütün bu kusursuz sistemler, Allah’ın ilminin her şeyi kuşattığını, her canlıya ihtiyacı olan şeyleri verdiğini ve onları çeşitli işlerde nasıl çalıştırdığını gösteriyor bizlere. 

…

Yazımızı Kur’an’dan Haşir Suresi, 24. ayetle bitirelim:

“O Allah ki, Yaratan’dır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, ‘şekil ve suret’ verendir. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O’nu tesbih etmektedir. O, Aziz’dir, Hakîm’dir.”