Bir kervansarayın aşçı yamağı pek şikayetçi imiş.
Bir gün yine aşçıbaşına gelip söylenmeye başlamış: “Bu ne haldir ustam” demiş, “Bu yoğurt nimetinin çektiği nedir? Kimi sulandır ayran yap getir der, kimi içine salatalık doğra cacık yap getir der, kimi içine şeker kat getir der… Al yoğurdu ye işte! Ne eziyet edersin hem bana hem yoğurda…”
Aşçıbaşı, “Evladım,” demiş “Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır,” bunu dert etme, sen işini yap.
Aşçı yamağı ne zaman şikayet etse aşçıbaşı “Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır,” der ona sakin ol dermiş. Bir gün yine dört yanınca demiş ki: “Eğer işini sevmezsen sıkıcı gelir, zevk alamazsın. İşini özensiz yaptığın için iyi olmaz, sonuçta ücretini hak etmez, bereketini göremezsin. Yaptığın işin güzel yönlerini görmeye çalış. Bunu kabul edeceksin, her yiğidin farklı bir yolu, farklı bir yoğurt yiyişi var.”
…
Bu atasözü, “iş aynı iş olsa bile, herkesin o işi yaparken kendine göre bir yolu, yöntemi vardır” anlamında kullanılır.
...
Yoğurt, Türkçe kökenli bir kelimedir.
...
Türk çobanları M.Ö. 3000'lerde sütten yoğurt yapıyorlardı.
Batı, yoğurdu 1542'de tanıdı.
Fransız Kralı François'in tekrarlayan ishali vardı. Fransız doktorlar ona yardım edemeyince Osmanlı Sultanı Kanuni Sultan Süleyman'dan yardım istediler.
Ve onlara harika bir ilaç gönderdi.
Bu ilaç yoğurt idi.
Senin de etrafında aynı işi farklı şekilde yapanlar var mı?
Haydi bu deyim ile ilgili gözlemlerini yaz ve arkadaşlarınla, yakınlarınla paylaş. Unutma! En çok beğeni alırsan, senin yorumun en üstte olur.
Yorum yapabilmek için giriş yapınız