Hesap / Kelimelerin Dünyasına Yolculuk

Düşünce Yorum İslamiyet Kültür Edebiyat Felsefe

Eskiler aritmetik der hesap için. Parmaklarla yapılınca parmak hesabı olmuş, makinesi çıkınca zihinler sınıfta kalmış. Yazının icâdından önceki zamanlar kadar eskiye gidecek olursak sayılacak nesneler çakıl taşlarıyla hesaplanmış.

Muhasebe kelimesiyle aynı kökten olan “hesap” kelimesinin aslı Arapça’dan geçmiş olan “sayı saymak” anlamındaki “hisap” kelimesinden gelir. Akla hemen parayla ilgili ödeme işlemlerini getirse de yaş hesabı, varlık hesabı, kaynak hesabı, hesapsız, kaba hesap, hesaplaşma, hesap günü gibi kalıplaşmış ifadelerle de çıkar karşımıza.

Senenin bu son ayında benim sizlere anlatmak istediğim hesap ise başka. Rakamları yan yana yazmayıp alt alta dizmeden, dört işlem yapmadan bir hesap olur mu sizce? Bal gibi olur. 

Tamı tamına 12 tane ay 365 koca günün sonuncusuna gelene kadar neler yaşadığımızı bir düşünmek için kaçırılmaz bir fırsat. Var mısınız bir denemeye? Kalemi kağıdı elinize alıp bir yıl boyunca hayallerinizin ne kadarını gerçekleştirdiğinizi, kimleri sevindirip kimleri kırdığınızı, ne kadar mutlu olup nelerin sizi incittiğini ya da kaç kalbi tamir edebilme imkânınızın olduğunu yazıp bir hesap yapabilirsiniz. 

Hayalî bir teraziye koca bir yıl boyunca doğru, güzel, iyi davranışlarınızla, aksi olanları ayrı ayrı kefelere koyup hangi tarafın daha ağır geldiğini hesap edebilirsiniz.

Madem ki “hesap” sayı saymak demek, bizler de yaşadığımız günleri hatta saatleri nasıl ve nelere harcadığımızı tek tek sayalım. 

Ailemizle birlikte kaç kere oynadık mesela? 

Kaç kere annemize mutfakta, çarşıda pazarda yardımcı olduk? 

İhtiyaç sahibi olanların dertlerine ne kadar ortak olabildik? 

Anne babamızdan istediğimiz şeylerin ne kadarı ihtiyacımız, ne kadarı isteklerimizdi?

Keşke şunu bu kadar istemeseydim, bu kadar pahalı bir şeye hiç de iyi davranmadım dediğiniz şeyler var mı mesela?

Sahip olduğumuz şeyleri kaç kişiyle paylaştık? 

Peygamberimizin kaç tane sünnetini öğrenip, kaç tanesini hayatımıza bizzat geçirdik? 

Kaç sayfa kitap okuduğumuzu, kaç saat uyuduğumuzu yemek içmeye kaç saat ayırdığımızı, kaç kere  özür dilediğimizi, kimlerle neyi paylaştığımızı saymaya kalkınca ne kadar da büyük rakamlar çıkıyor bir deneyin de bakın. 

Hesapsız bir şekilde yaşayınca pek de önemsenmiyor bu sayılar ama bunların hepsi bizi biz yapan şeyler!..

Bu fikri beğendiysen ama hatırlamakta zorlanıyorsan onun için de bir çare var: Sen de gelecek yıl için bir kutu, kavanoz hazırlarsın olur biter. Nereden başlarsan kârdasın.

Mutlu olduğun şeyleri, şükrettiğin zamanlarda yaşadığın anıları, sevdiklerinden özür dilediğin olayları, vs... Hepsini sıcağı sıcağına minik bir kağıda yazıp bir yerde topla ve sürüp gidecek upuzun bir listeyi oluşturabileceğin bir sandık oluştur. Senenin sonu gelince bak bakalım seni sen yapan şeyler neymiş. 

Aklına büyük bir restoranda o birbirinden leziz yemeklerin bitiminde garsondan istenilen “hesap lütfen” sözü gelsin. Hesap kabarık olursa cüzdanında yeterli miktarı olmayanın vay haline. O mahcubiyet anından çok daha beteri olmasın diye hayatın boyunca biriktirdiğin şeylere dikkat et ki ahirette hesabını veremeyeceğin şeyler yapmayasın.

Yorum Ekle

Sesini Yükselt!

Yorumunu Herkesle Paylaş En Çok
Beğeni Alan Yorum En Üstte Yayınlansın.

Yorum yapabilmek için giriş yapınız
Henüz hiç yorum yapılmadı, ilk yorumu yapan sen ol!