Fotoğraf Dersleri / Bir Fotoğraf Çekmek

Ne kadar güzel bir dünyada yaşıyoruz. Her şey ne güzel yaratılmış: masmavi gökyüzü, yemyeşil çimenler, rengarenk çiçekler, birbirinden güzel kuşlar, kelebekler… 

Hayatımızdaki güzel anları ve gördüğümüz güzel manzaraları fotoğraf çekerek yakalamak ve saklamak ne kadar güzel değil mi? Hele günümüzde cep telefonları bunu ne kadar kolaylaştırdı. Artık neredeyse bebekler bile fotoğraf çekiyor.

Ya eskiden nasıldı?

Eskiden kocaman fotoğraf makineleri ve makinelerin önüne takılan kocaman objektifler vardı. Şimdiki gibi görüntüyü daha fotoğrafı çekmeden ekrandan görmek mümkün değildi. Güzel fotoğraf çekmek çok büyük deneyim isteyen bir şeydi. Güzel fotoğraf çekmek için oltayla balık tutmak nasip işiydi, denk gelmesi gerekirdi. 

Dijital teknolojiler başlamadan önce fotoğraf makinesinin içine otuz altı pozluk bir film takılırdı. 

Makinenin üzerinde pek çok ayar düğmeleri vardı. Fotoğraf çekmek için ışık ayarı ayrı, mesafe ayarı ayrıydı. Eğer gündüz değilse ya da iç mekânda fotoğraf çekecekseniz, yeterli ışığı sağlamak için makinenin üzerine kocaman bir flaş takmak zorundaydınız. 

Otuz altı pozun hepsini çektikten sonra film makine içerisinden çıkarılır ve fotoğraf stüdyosunda karanlık odada banyo edilir ve kartlara basılırdı. 

Eğer uzakta gördüğünüz bir manzarayı yakınlaştırmak istiyorsanız fotoğraf makinesine kocaman bir tele objektif takılır. Eğer bir karınca fotoğrafı çekmek isterseniz de makro objektif denilen yakın çekim objektifi takmak gerekirdi.

…

Peki ilk fotoğraf makinesini gözden ilham alarak bir İslam bilgininin yaptığını biliyor musunuz? 

Bu konuyu inşaallah gelecek sayımızda daha ayrıntılı inceleyelim.

...

Bu da 19. Yüzyılda yapılan ilk fotoğraf makinelerinden birisi