Bugün her zamankinden farklı bir sabaha uyandım…
Her sabah beni neşe içinde uyandıran annem yanımda yoktu. Gözlerimi açtığımda anneannemi gördüm.
Uzun zamandır hayatımızda var olan korona virüs canım anneciğime ve babacığıma da bulaşmış. Bana da geçmesin diye beni geçici bir süre anneanneme emanet ettiler. Üzücü bir durumdu bu ama alışmalıydım.
Beni okulumdan, öğretmenlerimden, çok sevdiğim basketbol kursumdan uzaklaştıran bu virüs, şimdi de ailemden uzaklaştırmıştı.
Ben böyle derin düşüncelerdeyken anneannemin sesi ile kendime geldim:
“Ne oldu kuzum benim, nereye daldın öyle?”
“Hiç anneanne, babamı ve annemi düşünüyordum. İyileşecekler dimi.”
“Ah canım torunum benim. Allah, Şâfi’dir kuzum, yani şifa verendir. Hastalandığımızda bizi O iyileştirir. Biz, Allah’a Şâfi ismiyle dua edeceğiz, tedavi olacağız. Allah da hakkımızda en iyisi ne ise onu verecek. Çünkü Allah bizi, bizden daha çok sever.”
“Şâfi ismi ile mi? O ne demek?”
“Evet, Allah’ın 99 isminden birisi de Şâfi ismidir.”
“Tamam, daha önce duymuştum anneanne, şimdi hatırladım.”
“Şifa veren, deva veren hastalıkları gideren Odur.”
“Peki her dua ettiğimizde Allah’ın isimlerini mi söylememiz gerekir?”
“Kuzum, nasıl ki Süleymaniye Camiine bakınca Sinan’ın mimarlığının yansımasını görüyoruz; aynı bunun gibi, her gördüğümüz şeyde Allah’ın farklı isimlerinin yansımalarını görüyoruz. Mesela seni görünce Allah’ın Halık isminin, o güzel yüzünü görünce Müzeyyin isminin eserlerini görüyorum. Karnımız acıkınca mutfağa koşuyoruz hemen. Dolabımızı açıp çeşit çeşit yiyecekleri görünce Allah’ın Rezzak ismi geliyor aklıma; rızık veren, doyuran Allah’tır.”
“İhtiyacımıza göre farklı isim isimlerle mi dua etmeliyiz anneanne?”
“Öyle daha güzel olur kuzum. Mesela Mimar Sinan aynı zamanda şairdir. Biz ona gidip, ‘Sen iyi bir şairsin, bana bir bina yap’ desek garip olur değil mi? ‘Sen iyi bir şairsin bana bir şiir yazar mısın? İyi bir mimarsın bana bir bina yapar mısın?’ deriz.”
“Şimdi anne ve babana hangi esma ile dua edelim?”
…
Anneannemin bu son cümlesi ile, ellerimi açıp dua etmeye başladım.
“Allah’ım, sen Rahim’sin, merhametlisin. Rahim ismin ile beni her türlü kötülüklerden koruyan sensin. Anne ve babamı da bu virüsten kurtar. Şâfi ismin ile onlara şifa ver, iyileştir. Âmin.”
Duamı bitirdiğimde anneannemin gözlerindeki mutluluğu gördüm. Elimi sımsıkı tuttu. Başımı okşadı. Kahvaltıya oturduk. Allah’ın Rezzak ismi ile soframıza kadar gelen nimetlere şükrederek yemeye başladık.
Ufacık bir virüsten, Allah’ın isimlerine uzanan bu düşünce yolculuğu içimde derin bir huzur bırakmıştı. Zaten ne zaman işlerimde Allah’ı hatırlasam güven duyduğumu hissediyordum. Şimdi tek işim sabır ve dua ile anne ve babamın iyileşmesini beklemekti.
Haydi sen de yaşadığın bir olayı anlat!
Senin veya yakınlarının yaşadığını bir olayı ve o zaman ettiğin içten dualarını hatırlıyor musun? Yaz, arkadaşlarınla, yakınlarınla paylaş! En çok beğeniyi alan yorum en üstte olacak unutma!
Yorum yapabilmek için giriş yapınız