Sobanın üzerinde kızarıp çıtırdayan kestaneleri, diz boyunu aşmış karın üstünde kayılan kızakları, birbirine kenetleyip "hohh hohh" diyerek ısıtılmaya çalışılan donmuş elleri hatırlatan ocak ayından merhabalar Canım Arkadaşlarım.
Bu ayın tomurcuğu (bu ayın pek değerli kitabı) ışıklar yansın, perdeler açılsın!
EVİMİZDEKİ CANAVAR
Umarım ki sizi ismi ile korkutmaz. Gerçi hepimiz biliyoruz canavar diye bir şeyin gerçek olmadığını değil mi?
Daha öncesinde size anlatıp tanıttığım çoğu kitapta haberiniz olmadan sizinle bir oyun oynadım. Hem oyundan hem de bir tanecik olan kuralından bahsetmek istiyorum.
Gayet kolay olan bu oyun, bir yandan da çok keyifli emin olun. Önümüzdeki çoğu kitapta da birlikte oynamaktan zevk aldığım bu oyunun adı: DÜŞÜNMECE
Tek kuralımız da anlattığım kitabın karakteri ile ortak yönlerimizi keşfetmek veya kendimizi onun yerine koyup neler olabileceğini hayal etmek.
O halde DÜŞÜNMECE zamanı!
...
Şimdi yaşadığınız evin odalarını teker teker hayal edin. Bir salon, belki bir oturma veya çalışma odası, tuvalet, mutfak, yatak odaları...
Aşağı yukarı böyle bir ev hayal ettim ben. Şimdi ise bir soru:
Bu odalar hiç dağılıyor mu?
Elbette dağılıyordur! Hangi çocuk oyundan oyuna atlarken üzerinden de atladığı oyuncakları fark etmeden her yeri dağıtmamıştır?
Toplanabilen her dağınıklık için bir çözüm vardır.
Peki bu dağınıklığın hiç sonu gelmiyorsa?
Eveet, oyunumuzun buraya kadar olan kısmında tomurcuğumuzun baş karakterinin, yani bir çocuğun, evinde kocaman bir dağınıklık vardı. Bu işten ne babası memundu, ne o, ne de kardeşleri.
Her odada gittikçe büyüyen bir dağınıklık canavarı oluşmaya başladı. Çalışma odasında biriken gereksiz eşyalardan türlü ıvır zıvırlardan tutun da çeşit çeşit kutulara varıncaya kadar her şey üst üste yığılmıştı. Canavar gibi düşünmesinin sebebi ise her odada farklı farklı görünmesiydi. Üstelik bu canavarın amacı evdeki kullanılmayan alanları ve daha da önemlisi evdeki herkesin vaktini onlardan çalmaktı. Sonunda evin annesi duruma el atıp bununla nasıl başa çıkabilecekleri buldu. Benim en çok sevdiğim kısım da bu oldu.
...
Aslında günümüzde hemem hemen bütün ailelerin büyük bir sorunu olan "israf etmeye" dur diyebilmek için kaleme alınmış kitabımızın tasarımı okul öncesi çocuklara uygun gibi görünse de büyük küçük herkesin okumasını istediğim bir kitap. Niye mi? Çünkü tüketim çılgınlığına bir son vermek, tasarruf bilinci oluşturmak ve elimizdekinin kıymetini bilip şükretmek adına küçük yaşlarda bu kitabın okunması gerektiğini düşüyorum arkadaşlar. Hele ki ailede dayanışma, sorun çözme becerisi kazanma ihtiyaç sahipleri için neler yapılabileceğini düşünme gibi birbirinden kıymetli konuları işlemesi bakımından ısrarla okunmasını tavsiye ediyorum. Evlerimizde canavarlar değil toplumun iyiliği, huzuru ve mutluluğu için canverenler yetişmesi ümidiyle...
Hoşçakalın...
Sesini Yükselt!
Yorumunu Herkesle Paylaş En Çok
Beğeni Alan Yorum En Üstte Yayınlansın.
Yorum yapabilmek için giriş yapınız