Meryem'in Kitaphanesi

Düşünce Yorum Kültür Edebiyat Genel Kültür

Yaz tatilinin en sıcak olduğu Ağustos ayının, sıcaktan yılmaz pek kıymetli okuyucuları, canım arkadaşlarım, merhabalar!

Bütün tomurcukların büyüyüp yeşerdiği, çiçeklerin dökülüp yerine sulu sulu meyvelerin peyda olduğu bu yaz ayında sizlere harika bir tomurcuk sunacağım. Aslında artık o da bir tomurcuk sayılmaz. Çünkü adı bile büyüyüp kocaman olan tomurcukların ailesinden bahsediyor.

Kafanızı mı karıştırdım? Ufak bir bilmece gibi oldu sanki. Cevabı kitabımızın adında saklı. O zaman tanışma vakti:

ORMANI YEMEK YASAK

Evet cevabımız o koskocaman ormanlar olacak. Bu yüzden izninizle bu ay tomurcuğumuz değil, ağacımız demek istiyorum bahsederken. Beni kırmayacağınızı bildiğimden ağacımızın pek değerli yazarından başlıyorum her zamanki gibi. Sayın Tuğba Coşkuner hocamız, dediğim gibi bir hoca. Hem belki inanamayacaksınız hatta matematik öğretmeni. Matematikle yazarlığı yan yana getiremeyenler varsa bu fikre alışmalarını öneririm. Çünkü kendileri hem harika bir öğretmen hem de çok eğlenceli bir yazar. Kendisinin dediği gibi demeyi tercih ediyorum, yaşını sayılarla değil, anılarıyla ölçtüğünden hangi yılda doğduğu onun için pek önemli değil.

Pek sevgili hocamız aynı zamanda çeşitli dergilerde ve yayın evlerinde, yetişkin dilinde editörlük denen yayın danışmanlığı da yapıyor. Ve inanır mısınız bununla da kalmıyor, masal ve oyun terapisi gibi çok eğlenceli eğitimler de alarak biz çocukların düşüncelerine biraz daha yaklaşıyor.

Ve sıra geldi benim bu ay anlatacağım Yeşil Kafalar serisinin ilk kitabına. Adı üstünde yeşil kafalar, yeşil sevenler.

Yeşil kafaların biraz yeni ve “yeşil”e çok da aşina olmayan yeni üyesi Gökçen’in, grupça yaz tatili için keşfettikleri gizli sığınağa gidişiyle başlıyor maceramız.

Bilgi küpleri olan Kerem’in tabiriyle “icat ettikleri cin fikirleri hayata geçirme üssü” olan bu sığınak, gerçekten de gruplarının adına yakışır bir yerdedir. Koca bir YEŞİL’in ortası.

Diğer bir üye olan Cengizhan’a ne demeli peki? Bela mıknatısı diye anılan üyemiz, sığınaklarının en büyük koruyucusudur.

Son üyemiz, grubun manevi annesi Hazal da grubun psikolojik bütün yükünü sırtlamasıyla bilinir. Bir saatte bütün ormanı susuzluktan kurtaracak bir göz yaşı akıtabilir diyeyim, siz anlayın.

 

PEKİ NEDEN YEŞİL KAFALAR?

Çünkü hiçbir orman sadece ağaçlardan oluşmuyor. Her bir orman bir canlıya yuva, bir canlıya besin, başka birine de oksijen kaynağı… Belki de hepsi! Ve dallarında yetişen sulu sulu elmaları, armutları yemek yerine, o meyveleri aldığımız ormanı yemek hiç hoş olur mu?

İşte amaç da bu! ORMANI YEMEK YASAK!

Biraz üzülerek söylüyorum, bu kuraldan haberdar olmayan bir YEŞİL KATİLİ de maalesef Gökçen’in babası olan bir mühendis. Bu tür kişilerin kurmaya çalıştığı “doğaya zarar veren doğal yaşam merkezi” yüzünden toplanan grup, planlar yapmaya ve ormanlarından bir ısırık daha alınmadan bir çözüm yolu bulmaya çalışırlar. Bir yandan da gizli üslerinin deşifre olması ve üste buldukları kimlikleri belirsiz kemiklerin ortaya çıkması gibi kişisel problemleri halletmeleri gerekir. Etrafta şifreli dosyalar, başbakandan gelen mektuplar, ağaca tünemiş canavarlar, cevizlerden döşenmiş tuzaklar bulursanız bu sayfaların arasında, hiç şaşırmayın!

Bir yandan da Kızılderililerin “Pow Wow” dansını, farelerin sincapların neyi olduğunu, bir inşaatı durdurmanın 10 altın kuralını veya Kozalak Gününün nasıl kutlandığını istemeden de olsa öğrenebilirsiniz.

Kısacası bu kitap hem sizin için bir Yeşil Kafa Üyesi olma el kitapçığı hem de bir macera bileti olacak!

Bu maceranın şimdilik sonu yok bilin! “DUVARLARI GIDIKLANAN OKUL” ve “MACERA EKSPRESİ”nde bitmeyen komedi, kahkaha ve maceralar sizinle!

Yorum Ekle

Sesini Yükselt!

Yorumunu Herkesle Paylaş En Çok
Beğeni Alan Yorum En Üstte Yayınlansın.

Yorum yapabilmek için giriş yapınız
Henüz hiç yorum yapılmadı, ilk yorumu yapan sen ol!