Meryem'in Kitaphanesi

Düşünce Yorum Kültür Edebiyat Genel Kültür

Sonbaharın ilk adımları, okulların açılması ve yepyeni kitapları ile akıllara gelen eylül ayından merhabalar canım arkadaşlarım!

Bu ayın tomurcuğu sizin gibi, benim gibi ve başka nice çocuk gibi çok meraklı insanları anlatıyor: ÇOCUK BİLİM İNSANLARI.

İlk aklınıza gelen soruyu sanırım tahmin edebiliyorum. “Hiç çocuklar bilim insanı olabilir mi?”

Çok haklısınız aslında. Çocuklar genelde okula gider, saklambaç oynar, dergi okur veya zıplarlar herhalde. Fakat benim de bir sorum var arkadaşlar:

Hangi bilim insanı hiç saklambaç oynamadı veya hiç zıp zıp zıplamadı ki?

Elbette onlar da çocuk oldu ve çocukluklar yaptılar. Aynı bizim gibi değil belki. Hadi birkaç karşılaştırma yapalım. Mesela bir bilim insanının görevi sorular sormak ve cevaplarının peşinden koşmaktır. Peki, bu işi bir çocuktan daha iyi kim başarabilir? Bilim insanları “neden?” diye sorarak başlar ama sonunda “nasıl?” sorusunun cevabına ulaşırlar. Ben şimdilik bir bilim insanı olmasam da “kim?” diye soracağım. Bu ayki kitabımızın yazarının kim olduğunu size daha iyi tanıtabilmek için: kim?

David Stabler.

Dünya çapında okurları tarafından saygı ve sevgi gören yazarımız, bizlerin “büyümüş” bilim insanlarının çocukluklarını merak ettiğimizi düşünmüş olacak ki, bu insanları araştırmakla kalmamış, bir de kitabını yazmış! Hatta o da yetmemiş bu kitabın setini çıkarmış.

Ee tabi ki çocuklar bu kitapları çok sevince alanı çok olmuş baskısı da yenilenmeyince kitap raflarda gittikçe azalmış. Bu yüzden umarım alıp okuma ve bilim insanları ile okuyarak da olsa tanışma fırsatınız olur.

Şimdi de yüz yüze olmasa da onlar kimmiş size tanıtmaya geldi sıra.

Aklınıza gelebilecek ilk bilim insanlarından (Einstein, Tesla, Newton...) ve adı çok az duyulmuş olanlara kadar (Sally Ride, G.Washington Carver...) onlarca bilim insanının çocukluklarını bulacaksınız bu sayfalarda. Günlük hayatta pek karşımıza çıkmayan çok sıradışı hikâyeleri olan çocukluklar bunlar. Örneğin ilk teleskobunu alabilmek için köpek gezdirme işine başlayandan tutun da yeni icatlar yapabilmek için kazandığı hasılatı gerekli aletleri almak için harcayan çocuğa ya da mucit olabilmek uğruna sıcakta sıvı mum kazanlarının başında kepçe sallayan çocuğa kadar türlü türlü hikâyeler...

Evet arkadaşlarım, hayallerinin peşinden koşmak için birçok zorluğun üstesinden gelmeyi göze alan bu çocuklar, sizce en çok nerede zorlanmışlardır dersiniz?

Yani şunu demek istiyorum, mesela almayı çok istediğiniz bir oyuncak var ve bu oyuncağı kendi paranızla, elinizin emeği ile almak istiyorsunuz. Bunun için önce para gerekli tabi. Para için de belki çıraklık yapabileceğiniz bir iş ya da bükmeniz gereken birkaç el gerekiyor—bükemediğin eli öpeceksin atasözüne de değinmeden edemedim—zor bir iş elbette bu.

Biliyorum, herkesin—her çocuğun—üstesinden gelmesi gereken sorunları olur. Hele de bilim insanı olarak bir çocukluk yaşamak belki de hepsinden zordur.

Yer çekimini bulan, bitkilere fısıldayan, okullardan atılan şairane bilim insanlarına kadar çeşit çeşit çocuklukları olan bu çocukların hikâyelerini bilmek bir çocuk olarak sizi de heyecanlandırmıyor mu?

Bazen yıldızlar, bazen hayvanlar, bazen de bitkiler… Bunlarla uğraşma isteği ile dolup taşan, dev zihinli küçük çocukların bazen de çok ilginç ve çok zorlu hayatları olabilir. Mesela Temple Grandin’in zorluğu, hayvan sevgisi ve “sarılma kutusu” dediği icadı ile üstesinden geldiği otizm hastalığıydı. Ya da Neil Degrasse Tyson’ın her gece göğü inceleyerek gezegenlerin büyüklüğüne ve uzaklığına olan merakından tırmanmaktan vazgeçemediği çatı onun zorluğu olmuştu. İtfaiyeciler her gün bıkıp usanmadan gelip onu ordan inmesi için ikna etmeye çalışsa da o merakının peşinden gitmeye ve gözlem yapmaya devam etti. Sonunda dünyanın en iyi astrofizikçilerinden biri oldu.

İster yıldızları seyretmek, ister solucan biriktirmek, isterse kendi oyuncağını tasarlamak... Bütün bunlar çocuk bilim insanlarının belki başta eğlence olsun diye yaptığı şeylerdi ama ileride yapacakları inanılmaz keşiflerin temelini oluşturmuştu. Oyun oynamak, ortalığı birbirine katmak ve dünya kadar soru sormak biz çocukların yapabileceği en önemli şeylerdir ve bence kim ne derse desin bundan asla vazgeçmememiz gerekir.

Evet arkadaşlarım, gelelim bu kitabı size anlatma ve tanıtma amacıma. Bütün bu upuzun yazının özeti: “Önünüzde sizi engelleyecek ne olursa olsun, siz hayallerinizi gerçekleştirebilir, bütün insanlık adına barışçıl ve harika icatlar yapan bir bilim insanı olabilirsiniz!” demek içindi.

Bu kitap, hayallerini gerçekleştirip, herkes için faydalı fikirler düşünen çocuklardan bazılarını anlatıyor.

Onlar küçük küçük adımlar atarak başlamış ve büyük adam olmuşlar. Siz de sıkı çalışır ve büyük hayaller kurarsanız kim bilir belki de dünyanın bir sonraki bilim yıldızı siz olabilirsiniz!

Yorum Ekle

Sesini Yükselt!

Yorumunu Herkesle Paylaş En Çok
Beğeni Alan Yorum En Üstte Yayınlansın.

Yorum yapabilmek için giriş yapınız
Henüz hiç yorum yapılmadı, ilk yorumu yapan sen ol!