Deve İle Fare / Öykü

Kültür Edebiyat

Merhaba arkadaşlar,

Çölleri bilirsiniz; uçsuz bucaksız kum tepelerini...

Kum denizi derler ya; denizdeki dalgalar gibi görünürler küçüklü büyüklü kum tepeleri.

İşte ucu bucağı görünmeyen bir çölde, bir deve salına salına geziyormuş. Arkasında da yularından sarkan bir ip...

Derken bir fare bu ipi görmüş. Hemen gidip kemirmek için çekmiş. Deve de ipini çekenin peşinden gitmeye alıştığı için takılmış farenin arkasına, yürümeye başlamışlar.

Koca deve arkada, minik fare önde epeyce yol almışlar. Fare bu haline kendini kaptırmış. Deve çektiği yere geliyor ya; bir kibirlenmiş, bir büyüklenmiş, bir böbürlenmiş ki sormayın...

Deve ise onun bu halini izliyor ve bir yandan da "zavallı" diye düşünüyormuş, "Böyle kibirlenenler fazla uzun sürmez boylarının ölçüsünü alırlar; bakalım bu ne zaman kendine gelecek..."

Derken karşılarına küçük bir dere çıkıvermiş. Fare ürkmüş, titremeye başlamış. "Eyvah" demiş, "ben şimdi nasıl karşıya geçeceğim? Bu su çok derin."

"Yok canım." demiş deve, "Baksana, benim dizime bile gelmiyor."

"Dizden dize fark var." demiş fare, "Senin dizine gelmeyen su, benim boyumu kat kat aşar, ben korkarım."

Deve, bakmış ki, fare kendine gelmiş, büyüklenmeyi bırakıp haddini bilmiş, o da ona yardım etmeye karar vermiş.

"Tamam." demiş, "Hadi bakalım, seninle dağ bayır aştık, çok dolaştık, şimdi tırman yularıma da seni de karşıya geçireyim. Merhametli olmak çok iyi bir huydur; zaten bana da bu yakışır..."

Fare kendini büyük gördüğü için utanmış ve pişman olmuş. Hemen devenin yularına tırmanmış. Dereyi geçerken bir yandan suya bakıyor, bir yandan da deveye teşekkür ediyormuş.

Yorum Ekle

Sesini Yükselt!

Yorumunu Herkesle Paylaş En Çok
Beğeni Alan Yorum En Üstte Yayınlansın.

Yorum yapabilmek için giriş yapınız
Henüz hiç yorum yapılmadı, ilk yorumu yapan sen ol!