Leylek ile Tilki

“Aa ben bu masalı biliyorum.” dediğinizi işitir gibiyim. Hayır, bunu bilmiyorsunuz. Bunlar bir başka ormanda yaşayan leylek ve tilki çünkü.

Bildiğimiz o masaldaki gibi bir gün bizim tilkinin iyiliği tutmuş ve leyleği akşam yemeğine davet etmiş. Çok sevinmiş leylek, öyle ya bir arkadaş kazanacakmış.

Akşam olmuş, leylek tilkinin kapısını çalmış. Tilki onu içeriye buyur etmiş. Leylek bakmış, içeride çok güzel bir masa. Yemeğe oturmuşlar. İkisinin de önünde düz bir tabakta mis gibi kokular saçan çorba varmış. Başlamışlar yemeğe. Ama leylek upuzun gagası yüzünden o güzel çorbadan bir yudum bile alamamış. Tilki ise tabağını silip süpürmüş. Arada da belli etmeden leyleğe bakıp kıs kıs gülüyormuş.

Leylek hiçbir şey söylememiş, yine de nezaketle tilkiye teşekkür edip evine dönmüş.

Masalımız buraya kadar sizin de bildiğiniz gibi değil mi? Meğer bu masalı bizim tilki de biliyormuş ve leyleğe bu oyunu oynamış.

Aradan birkaç gün geçmiş, bu defa leylek tilkiyi yemeğe çağırmış.

Tilki kurnaz ya, leyleğin de kendisine oyun oynayıp intikam alacağını zannetmiş. Masaldaki gibi kendisine uzun ve dar kaplarda yemek ikram edeceğini, dar olduğu için kaba ağzını sokamayacağını ve aç kalacağını düşünmüş. Evinde bir gün önceden artakalan ekmek ve mantar varmış. Yemiş de yemiş. Karnını tıka basa doldurmuş. “Ooh!” diyormuş bir yandan da, “Leylek bana o uzun kaplarda yemek getirecek ama ben yiyemiyorum diye üzülmeyeceğim. Öyle çok yedim ki bir lokma ekmek bile yiyemem artık.”

Akşam olmuş, tilki leyleğin kapısını çalmış. Leylek açmış kapıyı ve tilkiyi içeriye almış. Mmh içerisi çok güzel et kokuyormuş. Bizim tilki de ete bayılırmış. Yiyemeyeceği için biraz içi burkulmuş.

Leylek yemeği masaya getirmiş. Kendi önüne uzun bir yemek kabı koymuş. Ama tilkiye düz bir yemek tabağı uzatmış, hem de içi nefis etle dolu. Tilki şaşırmış, çünkü bildiği masala göre leylek, onun önüne uzun kaplardan koymalıymış.

Leylek, gülümseyerek, “Hadi buyur tilki kardeş” demiş ve çorbasına başlamış. Ah tilkinin karnı öyle tokmuş ki, ağzına bir lokma bile et atamamış.

Nasıl pişman olmuş evde yemek yediğine bilseniz. Ama asıl pişmanlığı, leyleği davet ettiğinde yaptığı çirkin davranışı yüzünden yaşamış. O akşam kendisi leyleği aç bırakmış ve onun haline gülmüştü. Ama leylek ona aynı çirkin davranışla karşılık vermemiş ve böylece tilkiyi utandırmış.

Gerçekten de çok utanmış tilki, leylekten özür dilemiş. Bir daha da kimseye plan kurmamış, kimseyle alay etmemiş. Yani yine iyilik kazanmış sevgili arkadaşlar.

Kitabımız Kur’an’da bize haber verildiği gibi, “Bu dünyada güzel davranışlarda bulunanlara güzellik vardır.”

Yorum Ekle

Sesini Yükselt!

Yorumunu Herkesle Paylaş En Çok
Beğeni Alan Yorum En Üstte Yayınlansın.

Yorum yapabilmek için giriş yapınız
Henüz hiç yorum yapılmadı, ilk yorumu yapan sen ol!