Merhaba arkadaşlar,
Nasılsınız?.. Yine heyecanla beklediğiniz Arkadaş derginiz elinizde. Şimdi hep birlikte benim çocukluğuma gitmeye hazır mısınız!?.
Haydi bakalım tutuşalım elele ve gidelim o güzel günlere…
Bizim çocukluğumuzda kışlar çok sert geçerdi. Okula giden çocuklar için erkenden karların arasından yol açılırdı. Çatılardan upuzun buzlar sarkardı.
O kadar soğuk olurdu ki, evdeki testiler buz tutardı. Annem ve babam o buz gibi soğuk sularla abdest alırlardı. Ama böyle olsa da o günlerin bambaşka bir hazzı vardı. İnsanlar şikayet etmezlerdi, mutluydu…
Havalar yavaş yavaş ısınmaya başladı mı buzlar düşer, toprak ısınır ve rüzgâr ılık ılık eserdi… İşte o zaman bizleri, mahallemizin sağ tarafında kalan hisar altı dediğimiz kırlar, bayırlar çağırırdı… Odun gibi kupkuru dallardan, ipek gibi açan renk renk çiçekler bize “hadi gelin, hadi gelin” diye seslenirlerdi adeta.
Rabbimizin toprağa giydirdiği yeşil çimenlerin üzerinde yuvarlanır, mis gibi kokan papatyalar, çiçekler eşliğinde eğlenirdik. Papatyalardan başımıza taçlar yapardık…
Sizin gül yüzlerinizdeki tebessüm gibi kâinat bize gülerdi ve evimize girmek istemezdik. Kırlarda özgürce koşar, bizim seslerimiz kuş cıvıltılarına karışırdı. Ayrıca çağla ile karnımızı doyurur, kır çeşmesinden kana kana su içerdik.
Kütahya’da o kadar çok çeşme vardı ki, inanır mısınız, bazıları kışın sıcak, yazın soğuk akardı. Hayır bu insanların yaptığı değildi, Rabbimizin bir ikramıydı…
Bizim evimizden yakın komşumuz Said amca ve Fethiye teyzenin bahçeleri görünürdü. Çok özenle baktıkları bahçelerine sık giremezdik ama renk renk, mis kokulu çiçekleri beni çok etkilerdi. Annemlerle onlara ziyarete gittiğimizde de hayranlığımızın farkına varıp, “Haydi istediğiniz çiçekleri toplayıp demet yapın” derlerdi. Biz de heyecanla ve sevinçle çiçeklerden bir buket yapardık…
Said amca da pencereden bize bakar ve bizim o mutlu halimize bakıp Yunus Emre’nin şiirini okurdu:
“Hep baharlar açılır, tesbih okur çiçekler,
Birbirinden seçilir, tesbih okur çiçekler…” diye başlar, devam ederdi…
Şimdi o komşularımız ebedi âlemdeler ve ben onlara, bize yaptıkları iyilikler karşılığında, cennet güllerini koklasınlar diye dualar ediyorum.
Aslında her mevsimde ayrı ayrı güzellikler ve Rabbimizin ikramları var. Ve her mevsim bize sesleniyor. Kulak verin, duyacaksınız... Allah onları renkleriyle, kokularıyla, güzellikleriyle konuşturuyor. Biz de onlara, “maşallah” yani “Allah seni ne güzel yaratmış” diyerek cevap veriyoruz…
…
İşte böyle arkadaşlar… Gelecek ay buluşmak duasıyla… Sizi seviyorum ve size dualar ediyorum. Çok dua edelim; ümmet-i Muhammed’e, vatanımıza, güvenlik güçlerimize, zor durumdaki tüm kardeşlerimize dua edelim olur mu?..
Sesini Yükselt!
Yorumunu Herkesle Paylaş En Çok
Beğeni Alan Yorum En Üstte Yayınlansın.
Yorum yapabilmek için giriş yapınız