Nisa Nine Ne Anlatacak / Ayların İncisi Ramazan Ayı

Merhaba Arkadaşlar, nasılsınız,

Ramazan ayının sevinciyle parlayan gözlerinizi, heyecanla atan o masum yüreğinizi görüyor gibiyim. Yılın en özel, güzel ve değerli ayı geldi ve biz ona kavuştuk elhamdülillah.

Evet bu ay Ramazan ayı! Bu ay önemli, çünkü Yüce Kitabımız Kuran-ı Kerim bu ayda indirildi. Ramazan ayında bir gece var ki, seksen yıllık ömre bedel bir gece. Yani bu gecede yapacağımız ibadetlerle sensen yıllık bir ömürde kazanacağımız sevabı kazanabiliriz. Bu gece Kadir gecesi. Bu büyük armağanlar Kuranımız bu ayda indirildiği için… Çünkü Kuran, Allah’ın tüm insanlığa hitabı, hayat rehberimiz, ebedi hayat yolculuğumuzda haritamız, navigasyonumuz yani, Kuran Rabbimizin bizi ve evreni niçin yarattığını açıkladığı sözü, hem dünyada hem de ahirette mutlu olmak ve başarılı olmak isteyenlerin el kitabı… Kuran-ı Hakim, aklımızın ve kalbimizin nuru, aydınlatıcı bilgisi… Kuran bizim canımız, en değerlimiz; Kuran’ı ne kadar okur, anlar ve yaşarsak o kadar yükselir, ilerler ve değer kazanırız. Tarih boyu bu böyle oldu. Kuran yücedir, ona sarılan yücelir arkadaşlar…

…

Ramazan öncesinde, Recep ve Şaban ayları gelir. Bunlara üç aylar deriz. Bizim çocukluğumuzda Recep ayı gelmeden mahallemizdeki gençler toplanıp, yalnız yaşayan yaşlıların evlerini temizlerdik. Recep ayının ilk günü de onlara hediyeler götürülürdü. Ramazan ayı öncesinde de aynı iyilikler yapılır, evler temizlenir, yufkalar açılır ve heyecanlı hazırlıklara başlanırdı. Ramazan sofraları için çocuklara özel şekilli iftarlıklar hazırlanırdı…

Ramazan ayı geldi mi iftar ve sahur vakitlerinde gözümüz, kulağımız kalede olurdu; pencerede sevinçle beklerdik. Çünkü kaleden “bommm” diye top atılır ve şehrin her yerinde duyulan bu sesle oruca başlanır ve akşam vakti de oruçlar açılırdı. 

Kuran’ın ve Peygamberimizin bizlere kazandırdığı çok güzel incelikler vardı. Mesela şimdiki marketlerden daha küçük sokak bakkalları vardı o zamanlar. Fakir olanlar bu bakkallardan alışveriş yaptıklarında bir deftere yazılır ve maaşlarını aldıklarında toplu olarak öderlerdi borçlarını. Bu deftere “Zimem Defteri” denirdi. İşte Ramazan ayı geldiğinde zenginler herhangi bir bakkala giderek bu defterdeki borçları öder, borçları kapatırdı. Zengin kimin borcunu ödediğini sormaz, fakir kimin ödeme yaptığını bilmezdi. Zenginler, kendilerine bu imkânları veren Allah’a şükür için ve Onun rızasını kazanmak için böyle yardımlar yaparlardı. Böylece fakirler rahatlar ve sevinirlerdi. İşte güzel dinimiz İslamiyet insanları böyle güzelleştirir, toplumları böyle mutlu yaşatır. Zorluklar birlikte daha kolay aşılır…

…

Ayrıca Ramazan’da arkadaşlarımızla birlikte komşularımızın kapılarına giderdik.

“Heey küpecik, küpecik,

Yağdan, baldan küpecik,

Yağ olmazsa bal olsun,

Ev sahibi sağolsun…” diye devam eden maniyi söylerdik ve komşularımız bizlere hediyeler, paralar verirlerdi.

Bir de çocuklar iftara çağrılır, yemek sonrası evlerine uğurlarken “diş kirası” denilerek onlara para ve hediyeler verilirdi.

Teravih namazına ve sabah namazına mahalledeki bütün çocuklarla birlikte gidilirdi. Camiler ışıl ışıl, yüzler ışıl ışıl, gönüller huzurlu, herkes mutlu, coşkuyla ibadet edilir, Ramazan yaşanırdı…

…

Evet arkadaşlar, Ramazan ayı işte böyle fırsatlar zamanı; diğer zamanlarda bir olan sevap Ramazan’da bin veriliyor. Yani bir besmele okusanız bin besmele okumuş sevabı kazanıyorsunuz. Bu sebeple bol bol ibadet ve dua etme, gönül alıp iyilikler yapma zamanıdır Ramazan. Bu ayda güzel alışkanlıklar kazanıp bütün yıl bunları yaşamaya gayret ederiz.

Siz de bu fırsatları kaçırmayın. Zaten güzelsiniz, güzelliklerinize yeni güzellikler katın; yapabildiğiniz kadar ibadet edin, oruç tutun ve çook dualar edin. Kendinize, ailenize, sizler için Arkadaş dergimizi hazırlayanlara ve tüm Müslüman kardeşlerimize çok dualar edin…

Ben size hep dua ediyorum, hepinizi çok seviyorum...