Merhaba sevgili arkadaşlar… Bu yazımızda sizlere çok özel bir konu anlatacağım.
Çiçekleri hepimiz seviyoruz, bütün çiçekler güzeldir ama gül özeldir. Bütün ayları seviyoruz ama Ramazan ayı özeldir. Bütün günler güzeldir ama Cuma günü özeldir. İşte bunun gibi bütün dünya, yeryüzü güzeldir ama Mekke, Medine ve Mescid-i Aksa özeldir, bizim mukaddes topraklarımızdır. Bu beldelerle iman bağımız, gönül bağımız, tarihi bağlarımız vardır. Hepimiz oraları en azından ziyaret etmeyi gönülden isteriz.
…
Haydi sizinle Mescid-i Aksa’yı, Harem-i Şerif’i hayalen de olsa ziyaret edelim bu yazımızda.
Mescid-i Aksa bizim ilk kıblemiz ve Peygamber Efendimiz buradan Miraca çıktı, yani yeryüzünün göklere açılan kapısı burası.
Mescid-i Aksa Kudüs’te ve yüz kırk dört dönümlük bir alan. Çevresini Kanuni Sultan Süleyman yüksek surlarla çevirmiş. Bu surların şehir içine bakan tarafında ticaret yapanların dükkanları, kervansaraylar yani Kudüs’e gelenlerin konakladığı yerler; Harem-i Şerif’e bakan tarafında ise medreseler, ibadethaneler var.
Harem-i Şerif’in yedi ana kapısı var. İçeriye girince barışın sembolü zeytin ağaçları, yüksek ve heybetli sedir ağaçları selam verip karşılarlar bizi.
Mescid-i Aksa’nın bahçesinde şadırvanlar, su kuyuları, namazgâhlar, mihraplar, minberler, ilim talebelerinin eğitim gördüğü kubbeli mescitler, sebiller, camiler var.
Ama bir de çok önemli büyük bir kaya var: Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bu kayanın üzerinden miraca çıkarken bu kaya ben de geleceğim göklere der gibi, çatırdayarak yerinden kopmuş. Peygamber Efendimiz, “sen kal yerinde” deyince havada asılı kalmış. Bu kayaya, ‘havada asılı duran kaya’ anlamında ‘Muallak Kayası’ deniliyor. Hz. Ömer, Kudüs’ü fethedince bu kayanın etrafını çocuklar ve kadınlar korkabilirler diye doldurmuş; sadece kırk metrekaresi boşluk ve o alanda namaz kılınıyor. Hani Kubbetüssahra’nın altın kubbesi var ya, tam orasının altı Muallak Kayası.
Mescid-i Aksa dediğimiz alanda, Kadim Aksa Mescidi, Kubbetüssahra (altın kubbe), Kıble Mescidi, Mervan Mescidi, Burak Mescidi, Ömer Mescidi, Kırk Şehid Mescidi var; ayrıca Peygamber Efendimizin miraca çıkmadan bütün Peygamberlere imamlık yaparak namaz kıldırdığı mihrap var.
…
Kudüs’te de aynı Mekke ve Medine’deki gibi büyük bir maneviyat kokusu alıyorsunuz, insan buralarda ruhunun vatanına gelmiş gibi hissediyor kendini. Bir gidenin tekrar tekrar oralara gitmek istemesi, oralarda doya doya ibadet etmek istemesi bundan. Oralara gidenler bu mukaddes mekânlarda, başka hiçbir yerde alınamayacak manevi hazları yaşıyorlar.
Kudüs ayrıca Filistin’in başkenti değerli arkadaşlar ve bu mukaddes topraklarda pek çok peygamber, sahabi efendilerimiz ve evliyalar yaşamış; halen de kabirleri orada bulunuyor. Onlar bize emanet edilmiş, o topraklar bizim vatanımız. O büyüklerimiz ve tarihimiz bizim tapu senedimiz.
Bu mukaddes beldeleri Müslümanlar yüzyıllarca idare ettiler. Müslümanların idaresi altında herkes, her dinden insan barış ve huzur içinde yaşadı. Ne zaman ki Hıristiyanlar ya da Yahudiler buraları aldı, başta Müslümanlar olmak üzere herkese zulmettiler, çok kan döktüler, kendileri de huzur bulamadılar. Bu mukaddes beldelerin maneviyatını yaptıkları zulümler ve katliamlarla zedelediler…
Şimdi de o mukaddes beldede terörist Yahudiler katliam yapıyorlar, çocukları, anneleri, babaları, dedeleri, nineleri katlediyorlar; insanların evlerini, işyerlerini yakıp yıkıyorlar. Bunları sadece bugün değil, İngilizler’in yardımıyla bizim topraklarımızı gaspedip devlet kurdukları 1948’den bu yana hep yapıyorlar…
Bu zulümlerden ve katliamlardan, ancak Müslümanlar bir ve beraber olurlar, güçlerini birleştirirlerse kurtulabiliriz. Dünyanın her yerindeki Müslümanlar da özgür olur ve zulüm görmekten, katledilmekten kurtulabilir.
Evet arkadaşlar Kudüs bizim ve yine bizim olacak inşaallah. Bunun için çok çalışmalıyız ve güçlenmeliyiz; bilimde, teknolojide, sanatta en ileride olmalıyız…
…
Peygamber Efendimizin göklere yükseldiği mucize olayın yeryüzündeki son durağı Kudüs’tü, Mescid-i Aksa idi. Allah bu büyük mucizeye Kudüs’ü de dahil ederek bu beldeye dikkatimizi çekti, bizi bu beldeye bağladı, Kudüs’ü bizlere emanet etmiş oldu. Peygamberimiz Hz. Muhammed de Kudüs’ün değerini pek çok sözünde hatırlatıyor.
İşte bu güzel ve mukaddes beldelerde, tüm insanlar maneviyatın coşkusunu yaşayacakken, şimdi Gazze’de çocuklar öldürülüyor, hasta ve kimsesiz çocuklar var oralarda, çok zor durumdalar…
Biliyoruz ki onlar şehit oluyorlar, cennet kuşları oluyorlar ama, ben size biraz da olsa oraları tanıtıp, o kardeşlerimizi hatırlatmak istedim. Onlar için çok dualar edin diye yazdım. O kardeşlerimizi unutmayalım, elimizden geldiğince yardım edelim arkadaşlar. Onlara dua etmeden uyumayalım…
Sesini Yükselt!
Yorumunu Herkesle Paylaş En Çok
Beğeni Alan Yorum En Üstte Yayınlansın.
Yorum yapabilmek için giriş yapınız