Zıp Zıp Zıplar, Yavrusunu Saklar / Bu Cebi Kanguruya Kim Dikmiş?

Başlıktaki bilmecenin cevabını bence buldunuz. Zıp zıp zıplayan ve yavrusunu saklayan hayvanlar elbette kangurular. 

Kangurular çok iri hayvanlar. Boyları 1,5 metre, kuyrukları ise 1 metre. Bu canlıların karnında yavruları için hazırlanmış özel bir cep bulunuyor.

“Hayvanların cebi olur mu?” demeyin hemen; evet kanguruları da Allah cepli yaratıyor. Daha önce görmüşsünüzdür; anne kanguruların karnında, yavrusunun korunmasını ve beslenip gelişmesini sağlayan bir kese var. 

Sevimli kanguru yavruları oldukça erken bir gelişim aşamasında doğuyorlar. Henüz 1 santimetreyken ve hiçbir organı gelişimini tamamlanmadan annesinin içinden çıkıyor, kesenin içine girmek için kafalarını kullanarak emeklemeye başlıyor, 3 dakikalık bir yolculuk sonucunda annelerinin cebine ulaşıyor ve süt emmeye başlıyorlar.

Anne kangurunun kesesinin içinde dört ayrı meme bulunuyor. Bu memelerden birinde, bu yavru için kıvamı ve ısısıyla özel hazırlanmış bir süt var. Diğer üç memede ise yeni doğmuş bir bebek kanguru için değil, yaşı daha büyük yavrular için hazırlanan sütler bulunuyor. 

…

Bu yavru, birkaç hafta sonra ilk emdiği memeyi bırakacak ve yaşına göre olan memeyi emmeye başlayacak. Biraz daha büyüyünce ise bir ötekine geçecek… Sevgili arkadaşlar, şimdi düşünelim: 1 cm boyundaki minicik kanguru yavrusu, bu dört memeden hangisini seçeceğini nereden biliyor? Anne kangurunun karnından bu dört memesine, birbirinden çok farklı özellikteki bu sütler nasıl geliyor, nasıl ayrılıyor? Ayrıca yeni doğan yavrunun emdiği süt diğer memelerdeki sütlere göre daha sıcak ve içerdiği besinler de daha farklı. Bu sütleri anne kanguru hazırlayıp, ısısını ayarlıyor demek mümkün mü? Her yavruya en uygun besinleri, Allah’tan başka kim yerleştirebilir? 

Elbette ki bunların hiçbirini anne kanguru yapamaz. Anne kangurunun, kesesindeki sütlerin özelliklerinden haberi bile yok. Zaten kesesini açıp bakamaz bile… Ne memelerindeki sütün sıcaklığını hesaplayabilir, ne sütlere farklı özellikler vermeyi, ne de içinde ne tür besinler olması gerektiğini bilebilir. O yalnızca, Allah’ın kendisine yönlendirdiği şekilde yaşayan bir anne kangurudur. Sonsuz şefkat sahibi olan Rabbimiz, en uygun sütleri, en uygun sıcaklıkta, en uygun besin terkipleriyle yaratarak, kanguru yavruları için en uygun yer olan annelerinin karnına yerleştiriyor.

…

Bu arada, şunu da ilave edeyim. Birinci yavru daha cebin içindeyken, yeni bir kardeş tırmana tırmana keseye geliyor. İki kardeş aynı cepte ve birbirine hiç zarar vermeden uzun bir süre yaşıyorlar. Her yavru, içinde kendi yaşına uygun sütün bulunduğu memeyi emiyor. Bu bebek kangurular, birisi onları sevk etmese, emecekleri memenin hangisi olduğunu nereden bilecekler?.. 

Evet bu sorunun cevabı da aynı arkadaşlar: Allah’ın ilhamıyla, öğretmesiyle, sevk etmesiyle.

…

Bir kanguru yavrusu 6,5 ay annesinin kesesinden hiç çıkmıyor. Sonraki 8 ayı hem kesenin içinde, hem de dışarıda geçirdikten sonra sürekli dışarıda kalmaya başlıyor.

Kanguru yavrularının hızlı bir büyüme süreci var. Anne sütündeki besin maddeleri ve annenin kesesinde geçirdikleri süre, bu hızlı büyümeye katkı sağlıyor. 

Kanguru yavruları, diğer memelilerden daha erken bağımsızlığa ulaşıyorlar. Dişi kangurular, yavruları keseden çıkardıklarında bile, yavrular hızla dış dünyaya adapte olup kendi başlarına beslenmeye ve hareket etmeye başlıyorlar. 

Kangurular çok hızlı koşuyor ve koşarken dengelerini çok güçlü ve iri olan kuyruklarıyla sağlıyorlar. Peki sizce ayakları tesadüfen mi bu kadar büyük? Ya da rahatça sıçrayıp koşmaları için bu çok büyük arka ayakları anneleri mi düşünmüş? Doğru cevap bunların hiçbiri değil tabi ki. Hiçbir şey kendiliğinden olmaz arkadaşlar. Her canlıyı, hem farklı özelliklerle, hem de o canlının ihtiyaçlarına göre yaratan Allah, kanguruyu da kendi ihtiyaçlarına en uygun şekilde yaratıyor.

Sonuçta her baktığımız varlık, bize Allah’ın güzel ve benzersiz sanatını gösteriyor ve yaratanını anlatan bir dil oluyor.