Nine ve Kuşu

Büyük bir şehrin küçük bir mahallesinde yaşayan yaşlı bir nine varmış. Bu ninenin bembeyaz saçları, pamuk gibi elleri ve deniz gibi gözleri varmış. Bu yüzden mahallelinin gençleri bu nineye “Pamuk Nine” diye seslenirlermiş. Bir de Pamuk Nine’nin yalnız yaşadığı için ona arkadaşlık eden, şirin mi şirin sarı bir kanaryası varmış.

Pamuk Nine, yağmur sonrası gökkuşağı çıkan bir günde evinin camından manzarayı izliyormuş. Camının önüne beyaz, pamuk gibi bir güvercin konuvermiş. Pamuk Nine güvercinin aç olduğunu düşünmüş ve ona yemesi için biraz ekmek ve su getirmiş. Güvercin ekmeği yemiş, suyu içmiş. Keyfi de pek yerine gelmiş. Pamuk Nine onun bu halini çok sevmiş.

O sırada Pamuk Nine’nin aklına bir fikir gelmiş. Kendisi gibi pamuk gibi olan güvercini, şirin kanaryasına arkadaş olarak almayı düşünmüş. Ama bu fikrin, doğru mu yanlış mı olduğundan pek emin değilmiş. Yine de, kanaryasının bu fikri seveceğini düşünerek onu evine almış.

Günler geçmiş, güvercin ve kanarya çok iyi dost olmuşlar. Hoplaya zıplaya oyunlar oynayıp şarkılar söylemişler. Pamuk Nine, onların bu halini keyifle izliyormuş. Eski evine mutluluk ve neşe gelince, sanki, evi yenilenmiş gibi hissetmiş.  

Aylar geçmiş… Baharın kokusu her yeri sarmış… Çiçeklerin açtığını gören güvercin, arkadaşlarını çok özlediğini fark etmiş. Pamuk Nine’nin sevgisi ve kanaryanın arkadaşlığı onu mutlu etmemeye başlamış. Kafesin içinde yaşamaktan çok sıkılmış. Güvercin, dışarıda arkadaşlarıyla birlikte uçmak istiyormuş. Ama, Pamuk Nine de bu güvercin ile kanaryaya çok alışmış.

Güvercin, kanaryaya dışarının güzelliklerinden bahsetmiş. Rengarenk çiçekleri, masmavi denizleri, bembeyaz bulutları anlatmış. Güvercin, uçsuz bucaksız gökyüzünde arkadaşlarıyla birlikte uçuşlarından bahsetmiş. Bunları duyan kanarya, başlamış hayal kurmaya…

Ertesi günü Pamuk Nine, güvercin ve kanaryayı evin içinde dolaşsınlar diye salıvermiş. O sırada, Pamuk Nine de çiçeklerini sulamak için balkona çıkmış. Balkonun kirli olduğunu görmüş. Başlamış temizlemeye… Bunu fırsat bilen güvercin ve kanarya açık olan kapıdan kaçıvermiş. Pamuk Nine telaşla kapıyı kapatmak istediyse de yetişememiş. Onlara çok iyi baktığını düşünen Pamuk Nine şaşırmış kalmış. 

Pamuk Nine’yi kanaryası o halde görünce geri dönmüş. Çünkü onun evi orasıymış ve Pamuk Nine’ye çok alışmış. Dışarıda yapamayacağını düşünmüş. 

Pamuk Nine kanaryasının döndüğüne çok mutlu olmuş fakat güvercin için endişelenmiş. Sonra, güvercinin gökyüzünde arkadaşlarıyla birlikte oradan oraya uçtuğunu, mutlu olduğunu görünce Pamuk Nine onun evinin kafes olmadığını anlamış. Güvercinin evi gökyüzüymüş. 

O günden sonra Pamuk Nine, camının önüne hep yiyecek koymuş. Güvercin de arkadaşlarıyla onu zaman zaman ziyaretine gelmiş. Gelen tüm kuşları seven Pamuk Nine, onların karınlarını doyurduktan sonra gökyüzüne uçurmuş. Uçan tüm kuşların arkasından el sallamış. Onların mutluluğunu sevinçle izlemiş. Aralarındaki uzun mesafelere rağmen Pamuk Nine’nin kendisi de kanaryası da onlarla hep mutlu olarak günlerini geçirmiş.