Bir Tuz Tanesi Kadar İnsan Olur mu?

Canlılar Âlemi İslamiyet Sağlık Bilim

Sevgili arkadaşlar, hepimiz şu an kocaman birer insanlarız.

Peki ilk yaratılışımız sırasında, yani varlık âlemine ilk adım attığımız sırada büyüklüğümüz ne kadardı biliyor musunuz?

Bie serçe, bir karınca… Hayır bu kadar değil…

Sıkı durun söylüyorum: Tek bir tuz tanesinden bile daha küçük!

Evet bildiğiniz tuz tanesinden daha küçük. Yani küçücük bir nokta.

Şaşırırsınız değil mi? Ama bu bir gerçek.

Ne Kadar da Küçükmüş!..

İşte Rabbimiz Allah bizleri böyle basit ve minicik bir şey iken, harika yeteneklerle donattığı birer insan yaptı.

Evet her insan bu hayat yolculuğuna, tek bir tuz tanesi büyüklüğünde bile olmayan bir hücreden başlıyor. O hücre bölünerek önce iki, sonra dört derken sürekli çoğalıyor ve bütün hücreler kendi işinin başına geçen işçiler gibi hareket ediyorlar.

Mesela başta tüm hücreler aynı iken Allah onları farklılaştırıyor. Ve kemik hücreleri kemiklerin olması gereken yerlerde, kas hücreleri kasların olması gereken yerlerde toplanıyorlar. Bazı hücrelerden de iç organlar yapılıyor. Bazılarından beynimiz, bazılarından gözlerimiz, bazılarından da damarlarımız yapılıyor.

Anne karnında hem çoğaltılan hem de farklılaştırılan hücrelerimizin sayısı, 100 trilyon gibi hayal bile edemeyeceğiniz kadar çok sayıya ulaşıyor.

Düşünsenize, en başta şimdi beyninizde, gözünüzde, derinizde, kemiklerinizde, ciğerlerinizde vs olan hücreler hepsi aynı idi… Bizi seven Rabbimiz, bizim için onları farklı farklı yaptı; hem de her birimize özel olarak yaptı. Mesela bize verdiği yüzü, sesi, aklı vs başka hiç bir insana vermedi. Sadece bu örnekler bile, Allah’ın bizi ne kadar sevdiği ve değer verdiğini gösteriyor.

Hücre Nedir?

Hücre, canlı vücudunun en küçük yapı taşıdır. Pek çok hayati olayın gerçekleşmesinde önemli işler hücrelerde gerçekleştirilir.

Organlarımız ve vücudunuz hücrelerden yapılıyor; tıpkı tuğlalardan bina edilen ev gibi… Şu an vücudumuzdaki trilyonlarca hücreniz hiç durmadan çalıştırılıyor. Örneğin bu yazıyı okuyabilmeniz için göz hücreleriniz pek çok işler yapıyor. Annenizin hazırladığı meyve suyunun bardağını tutmak için de ellerinizdeki hücreler iş başında. Soluk alırken önce soluk borunuzdaki hücreler, sonra akciğer hücreleriniz çalışıyor. Ayrıca mide hücreleriniz de az önce babaannenizin pişirdiği ve zevkle yediğiniz poğaçayı sindiriyorlar.

Hücrelerimizi Allah Çalıştırmasa Yaşayamayız

Arkadaşlar burada kısaca söz ettiklerim, bedeninizde sadece şu an gerçekleşen bazı işlemler. Ve hepsi de siz hiç farkında bile olmadan gerçekleşiyor.

Peki bir an düşünelim, bu trilyonlarca hücrenin tamamı nasıl aynı amaç için çalışıyor, hepsi kendi yapacağı işi nereden biliyor ve hepsi aynı anda çalışarak bütün sıralı işlemler nasıl yapıyor? Hem de hiçbir karışıklık çıkmadan ve büyük bir hızla nasıl yapılıyor?..

Vücudumuzdaki trilyonlarca hücre, Allah’ın kusursuz idaresi ve sevk etmesi ile görevlerini yapıyorlar ve biz de bu sayede yaşıyoruz, geziyoruz, okuyoruz, konuşuyoruz, öğreniyoruz…

İşte Rabbimizin devam ettirdiği bu düzen ile hayatımızda hiçbir aksama olmadan yaşamımızı sürdürüyoruz. Her sabah uyanmamız, kahvaltıda yediğimiz balın şekerli tadını, zeytinin tuzlu tadını hissetmemiz, aklımıza bile gelmeden nefes almamız, koşup oynayabilmemiz, okuyabilmemiz, yazabilmeniz ve yaptığımız her şey Yüce Rabbimizin bize olan sonsuz merhametini ve şefkatini gösteriyor.

Sevgili arkadaşlar, bütün bu işleri elbette bedenimizdeki akılsız, şuursuz, kendilerini bile bilmeyen hücreler yapmıyor. Aslında bu her akıllı insanın bildiği çok açık bir gerçek.

Şimdi de Allah’ın kelamı kutsal kitabımız Kuran bu konuda ne diyor, onu aktaralım ve yazımızı bu ayet ile bitirelim:

“O, sizi (önce) topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra "alaka"dan (embriyodan) yaratan, sonra sizi çocuk olarak çıkaran, sonra olgunluk çağına ulaşmanız, sonra da ihtiyarlamanız için sizi yaşatandır. İçinizden önceden ölenler de vardır. Allah bunları, belli bir zamana erişmeniz ve düşünüp akıl erdirmeniz için yapar. O, yaşatan ve öldürendir. Bir şeye karar verdiğinde, ona sadece “ol” der, o da oluverir.” (Mümin Suresi, 67-68)

Yorum Ekle

Sesini Yükselt!

Yorumunu Herkesle Paylaş En Çok
Beğeni Alan Yorum En Üstte Yayınlansın.

Yorum yapabilmek için giriş yapınız
Henüz hiç yorum yapılmadı, ilk yorumu yapan sen ol!