Rüzgâr ılık ılık esiyordu.
Ucu hiçbir yerden görünemeyen masmavi denizin dalgaları kıyıya vuruyordu.
Tatlı Kum Tanesi arkadaşlarıyla birlikte uçma yarışı yapıyordu. Rüzgâr geldikçe uçuyorlar en uzağa gitmek için yarışıyorlardı. En uzağa gitme yarışını kim kazanacaktı?
Tatlı Kum Tanesi gelen rüzgâra kapıldı.
Uçtu uçtu uçtu...
O kadar uzaklara uçtu ki!..
Arkadaşları sağında ve solunda yoktu.
O sırada yumuşak huylu istiridye rüzgâra doğru kabuğunu açıyordu.
Çok ilginç bir şey oldu: Huuuuu diye esen rüzgârla birlikte istiridyenin içine Tatlı Kum Tanesi kondu.
Kum Tanesi ne olduğunu anlayamadı.
Arkadaşları dışarıda uçuşurken kendisini karanlık bir yerde buldu.
…
Peki şimdi ne olacaktı. Buradan nasıl çıkacaktı?
Tekrar uçmak için çabaladı lakin yerinden kıpırdayamadı.
Gözyaşlarına boğuldu.
İstiridye seslendi kum tanesine.
Merhaba… Biliyor musun, bir kum tanesi için en güvenli yer bir istiridyenin yumuşacık kalbidir…
İstiridyenin kalbinde unutulacak mıydı yoksa!?
İstiridye çok naif bir ses tonuyla devam etti konuşmasına: Arkadaşların rüzgârda savrulup oradaan oraya yer değiştirirken sen benim kalbimde şekil değil renk değiştireceksin. Artık bir kum tanesi değil, sabredersen çok değerli bir TAŞ olacaksın
“Taş olmak mıı nasıl yanii?” dedi Kum Tanesi.
Ama istiridyenin kalbi yumuşacıktı kum tanesi burda nasıl taş olacaktı?..
O kadar değerli o kadar değerli olacaksın ki sana “İnci” diyecekler.
Kum Tanesi heyecanla gözlerini kocaman açtı. İnci çok nadir bir taştı, herkes ona ulaşamazdı...
Ama biraz da telaşlıydı. Beklemek zor olur muydu?
Bir süre Güneş’ten uzak kalacak, rüzgârla istediği gibi oynayamayacaktı.
İstiridye dedi ki “Seni huzurla saracağım, lâtif bir şekilde seni koruyacağım. Kimse üzerinden basıp geçmeyecek. Ulaşabilen sana, özel kadife (çizer burda siyah renkli kadife kullanabilir) kutulara koyacak.
Kum tanesi heyecanla ne olacağını beklemeye başladı…
Günler çok yavaş geçiyordu?
Neden bir şey olmuyordu?
Beklemekten sıkıldığı bir gün Mercan adında küçük bir kız istiridyeyi eline aldı. İstiridye kabuğunu açtı ve güneşin karşısında pembe tonlu beyaz rengiyle ışıl ışıl parlayan bir “inci tanesi” ile karşılaştı.
Aldı onu eline.
Sarıp sarmaladı güzelce.
Onu taç yaptı başının üstüne.
Bir daha hiç çıkartmadı.
Her zaman başındaydı.
Yanından hiç ayırmadı.
Sesini Yükselt!
Yorumunu Herkesle Paylaş En Çok
Beğeni Alan Yorum En Üstte Yayınlansın.
Yorum yapabilmek için giriş yapınız