"İki Kaşık Duvara Yapışık"

Düşünce Yorum

Yazımın başlığı tahmin ettiğiniz gibi bir bilmece sevgili arkadaşlar. Cevabı da bulmuşsunuzdur tabi ki: kulaklar. 

Peki bu iki kaşıkla, sesleri nasıl işitiyoruz?

Havadaki ses titreşimleri kaynağından çıktıktan sonra yayılıyor. Seslerin yayılması hava ile oluyor. Titreşen ses dalgaları kulak kepçesi ile toplanıyor. Kulaklarımızda özel şekil verilmiş pek çok parça var. Kulağa giren ses dalgası bunlardan biri olan kulak zarını titreştiriyor. Çekiç, örs ve üzengi kemikleri—bu arada isimlerine bakmayın, vücudumuzdaki en küçük kemikler onlar; sadece birkaç milimetre büyüklüğündeler—titreşimi oval pencereye iletiyor. Oval pencereden dalıza iletilen titreşimler buradan salyangoza geçiyor. Ses, salyangozdaki işitme almaçları tarafından algılanıyor ve işitme sinirleri aracılığıyla beyindeki işitme merkezine iletiliyor. 

 

Gelen seslerin beynimizde işlendiği merkez çok sessiz bir yer. Beynimiz kendisine ulaşan sinyalleri saniyenin onda biri kadar bir sürede işliyor. Bu süre daha uzun olsaydı mesela yolda arkamızdan hızla yaklaşan bir otomobilin sesini duyduğumuzda artık çok geç olurdu…

 

MÜKEMMEL ÇALIŞAN BİR ORGAN

Yani anlayacağınız, duyabilmemiz için bedenimizde bir dünya işlemin sırasıyla ve mükemmel yapılıyor olması lazım. Peki bizi değil, kendilerini dahi bilmeyen organlar bu harika işleri kendileri mi yapıyor, yoksa onlar bu işler için kullanılıyor mu? Şöyle de sorabiliriz: Resmi fırça mı yapıyor, yoksa resim yaparken fırçayı birisi mi kullanıyor?.. 

Evet, bildiniz. Bütün bunları bizim için Allah çalıştırıyor.

 

HER SESİ AYIRABİLİYORUZ

Duymak deyince, mesela bir telefon sesini kapı zilinden, otomobil sesini motosiklet sesinden hemen ayırabilmemiz; tanıdığımız tanımadığımız bir sesi anında fark etmemiz… Yani sesleri ayırmamız da çok harika; öte yandan da güvenliğimiz için ne kadar önemli… 

 

SESSİZ DÜNYA

Peki ya sessiz bir dünyada yaşamak nasıl olurdu sizce sevgili arkadaşlar? Düşünsenize; kimseyle konuşamaz, onları duyamazdık. Etrafımızdaki canlıların seslerini işitemezdik… Hayat sessiz film gibi olurdu, zevk alamazdık… 

Birer titreşimden ibaret olan dalgaları bize güzel sesler olarak işittiren Rabbimize şükretmeyi unutmayalım.

Kur’an ayetini okuyalım şimdi: “İşitme ve görmenizi sağlayan kulak ve gözleri, düşünüp hissetmenizi sağlayan kalplerinizi yaratan O’dur. Ne az şükrediyorsunuz.” (Mü’minun Suresi, 78)

 

 

BİR BİLGİ

Işık sesten daha hızlı şekilde yayılır. Bu yüzden önce şimşeği görüyor sonra gök gürültüsünü duyuyoruz.

Yorum Ekle

Duyuyor musunuz?

Sen de bu konuda düşünceni yazabilirsin. Mesela, neleri duyuyoruz? Ya duymasaydık hayat nasıl olurdu? Bu konuda bir öykü de yazabilir ve çevrenle paylaşabilirsin. Sonra gelsin beğeniler :)

Yorum yapabilmek için giriş yapınız
Henüz hiç yorum yapılmadı, ilk yorumu yapan sen ol!