Kaptan Kaftanbıyık / Papağan Cenneti

Uzun ve bir o kadar da endişeli bekleyişin ardından kuruyemiş yağmuru sona ermişti. Şakacı Mert, mağaradan dışarıya çıkıp gökyüzüne baktığında renkli ve bir o kadar da devasa kuşların kendilerine doğru yaklaştıklarını gördü. Panik içinde kendisini mağaranın içine atıp tir tir titremeye başladı.

Kaptan Kaftanbıyık, meraklı bakışlar ile Mert’e uzun uzun bakmaya başladı.

“Bu tavırların şaka mı yoksa gerçek mi? Nedir bu halin mürettebatımın en garip kişiliği?”

Mert’in dudaklarından garip bir kelime döküldü:

“ĞanHH”

“Türkçemizde bu harfle başlayan tek bir kelime bile yok iken, hey Allah’ım, oğlum n’oldu?”

“Papppp!”

Ankara Kedisi, merakla Mert’e bakıp:

“Yerli mi yabancı mı? Bari onu söyle Mert kardeşim!”

Tam o esnada papağan sürüsü gelip, tüm mürettebatı pençeleriyle mağaranın içinden yakalayıp gezegenin uçsuz bucaksız tepelerine götürmeye başladı.”

Hayri olayın şokunu atlatamayıp ilginç bilgileri bir bir sıralamış:

“Arkadaşlar biliyor musunuz? Perşembe demek penç şembe kelimelerinin birleşimiymiş. Yani beşinci gün! Farsça’da penç, beş demekmiş! Papağanların pençelerini görünce aklıma geldi!..”

Mürettebatı götüren papağanların niyeti ne acaba?

Onları fındık ve fıstık gibi yerler mi yoksa yarına mı saklarlar? Hepsi bir sonraki sayımızda!

Yorum Ekle

Sesini Yükselt!

Yorumunu Herkesle Paylaş En Çok
Beğeni Alan Yorum En Üstte Yayınlansın.

Yorum yapabilmek için giriş yapınız
Henüz hiç yorum yapılmadı, ilk yorumu yapan sen ol!