Annelerinin Unutmadığı Kuzular

İnternette ilginç bir habere rastladım geçenlerde sevgili arkadaşlar. Haberde bir kuzu fotoğrafı vardı ve o kuzunun, ilk doğduğunda insan eli değdiği için annesinin hiç emzirmediği ve 1,5 aydır elle beslendiği yazıyordu.

Eğer bir insan eli yeni doğan kuzunun üzerinde olursa, annesi insan kokusu aldığı için yavrusunu tanıyamayıp onu reddedebilirmiş. Bu nedenle, yeni doğan kuzulara insanlar tarafından mümkün olduğunca az dokunulması ve müdahale edilmemesi öneriliyormuş. “Kuzuların anneleriyle doğal bir şekilde etkileşim kurmasına izin vermek, kuzunun sağlıklı bir şekilde büyümesi ve gelişmesi için önemlidir.” deniyordu haberde.

Şimdi hatırıma geldi; çocukken Kurban Bayramı yaklaşırken babamla birlikte şehre yakın bir köye gitmiştik. Biz her yıl kurbanlık koyunumuzu o köyde yaşayan Mustafa amcadan satın alıyorduk. Tam öğle vakti oradaydık ve bize nefis gözlemeler ikram etmişlerdi; tadı hâlâ damağımda. 

Sonra sıra kurbanlık koyunumuzu seçmeye gelmişti. Koyunların bulunduğu yere yani ağıla gittiğimizde koyunların arasında 4-5 tane kuzu görmüştüm. Ne kadar sevimli ve masum yüzlülerdi. Anneleri de tıpkı onlara benziyordu ama onlar daha iriydi. Kuzuların, anneleri ile aralarında çok güçlü bir bağ olduğunu okumuştum. Yazıda bu bağın, anne koyun, kuzuyu doyurmaya başladığında oluştuğu yazıyordu. 

Mustafa Amca’ya sorduğumda o da bunu doğruladı. “Evet” dedi. “Allah, annesi ile kuzu arasında böyle güçlü bir bağ meydana getirir. Anne koyun, kuzusunu doğurduğunda, onu diliyle temizler. Aldığı tadı ve kokuyu da asla unutmaz. Yavrusunu böyle tanır ve başka tat ve kokudaki kuzulardan ayırır. Oysa bazen, hastanede yeni doğan bebeklerin karıştığı haberini duyarız. İnsan yanlışlıkla başkasının bebeği verilse bunu fark edemeyebilir. Ama koyunun kendi yavrusunu kalabalık bir sürünün içinde bile tanıması gerçekten çok hayret verici değil mi?” diye ekledi. 

Kuzulardan birini sevmem için bana yaklaştırırken, “Üstelik koyunun yavrusunu tanıması için çok fazla zamanı da olmaz. Doğum yaptığı an bunu anlaması gerekir. Yoksa yaşadığı sürünün içinde, kuzusunu bir daha bulamayabilir. Ama koyunlar böyle bir problem yaşamazlar. Çünkü Allah, koyunlara yavrularını doğurdukları zaman, hemen yalayarak tadını ve kokusunu öğrenebileceklerini ilham eder.” dedi. 

Kuzular da doğduklarında anneleriyle güçlü bir bağ kurar ve annelerinin kokusunu ve sesindeki benzersiz özelliklerini öğrenirlermiş. Kuzular, annelerinin sütündeki özelliklerin değiştiği zamanı fark ederek zamanla kendi annelerini tanırlarmış. Anneleriyle tanıştıkları ilk andan itibaren kuzular, annelerinin sütüne ihtiyaç duyar ve onların yanında kalmak için annelerinin kokusuna ve sesine sıkı sıkıya bağlı kalırlarmış.

Kuzular, anneleriyle birlikte otlaklarda gezerken, annelerinin yürüyüş şekli, hareketleri, sesleri ve kokuları da onları tanımalarına yardımcı olurmuş. Kuzuların, anneleriyle birlikte oldukları sürece kurdukları o güçlü bağ, kuzuların ileride kendi yavrularıyla da aynı bağı kurmalarına yardımcı olurmuş.

Bilinç ve akıldan yoksun bu canlılara bu kadar bilgiyi biz öğretmek zorunda olsaydık mümkün değil yapamazdık… İyi ki onları yaratan merhametli ve her işi hikmetli olan Allah, her canlıya hayatında lazım olacak her şeyi de ilham edip öğretiyor. Böylece her canlı dünyaya geldiğinde şaşkın şaşkın dolaşmıyor ve ne yapacağını çok iyi öğrenmiş de gelmiş gibi koşturup çalışıyor… Allah, her şeyi ne güzel yaratıyor değil mi arkadaşlar?

Yorum Ekle

Sesini Yükselt!

Yorumunu Herkesle Paylaş En Çok
Beğeni Alan Yorum En Üstte Yayınlansın.

Yorum yapabilmek için giriş yapınız
Henüz hiç yorum yapılmadı, ilk yorumu yapan sen ol!