Çocuk / Kelimelerin Dünyasına Yolculuk

İçim kıpır kıpır. Sanki önüme rahmetli dedemden yadigâr kalan bir sandığı vermişler de benden yenilemem isteniyor. Dikkatlice açıyorum ahşap sandığı. Hani eskimiş solmuş antika eşyaları yenilemek için üzerine cila atılınca pırıl pırıl olur ya işte şimdi tam da öyleyim. Çünkü size geçtiğim yolları, “çocuk” kelimesini “çocukluğu”, size sizi anlatacağım çocuklar.

Gökkuşağının tüm renklerini şimdi elime vermişler de dünyada soluk kalmış, kararmış olan ne varsa yeni baştan boyayacakmışım gibi geliyor. Tamam tamam itiraf ediyorum daha da fazlası var. Galiba sizlerin şu an yaşadığınız bu çocukluk döneminize birazcık özeniyorum ben. Bana “ama ben bir an evvel büyümek istiyorum” da diyebilirsiniz. Buna da hazırım, çünkü vaktiyle bunu ben de istemiştim. Ama bana kimse size vereceğim bu sırrı vermemişti. 

O sır ne mi?

Yaklaşın, yaklaşın; çocukluğunuz var ya ömrünüz boyunca sizin en sağlam bankanız. Bakın dikkatinizi çekerim o çekmecelere sığan büyük ya da küçük kumbaralarınızdan bahsetmiyorum. Üzerinde sadece sizin adınızın yazılı olduğu koskoca bir bankadan bahsediyorum. Bu sizin sahip olduğunuz çocukluk bankanız var ya öyle bildiğiniz bankalara benzemez, para asla geçmez, anılar yatırılır oralara! Kasalarca anılar. Şifreleri sadece sizde saklı olan çelik kasalarda durur anılarınız. Çocukluk anılarınızın biriktiği bir yerdir orası. O yüzden çok ama çok kıymetlidir. Başınız ne vakit sıkışsa yıllar önceye dönüp yaşadığınız güzel hatıraları gönlünüzce bozdurursunuz. Ne zaman üzülüp canınız sıkılsa ya da bir şeyin üstesinden gelmekte zorlansanız hemen çocukluk anılarınız koşar imdadınıza. Hele bir de en güzellerinden çokça birikmişse işte o zaman değmeyin keyfinize. 

 

Çocuk, âdem evladı, insan yavrusu.

Bebeğin büyüğü, yetişkinin küçüğü.

Evlerin şenliği her şeyin minyatürü.

Ele geçmez bir daha o yüzü ve gülüşü.

 

Sımsıkı tutun hiç bırakmayın bu yaşadığınız günleri desem olmaz. Hiç değilse doya doya, tadını çıkara çıkara yaşayın. Hani en sevdiğiniz yemeği tabaktan sıyırır gibi, yaşamadığınız hiçbir mutluluk bırakmayın. Gülüp oyun oynamadan hiçbir günü atlamayın. Küçüklerinizi sarıp kucaklayın, büyüklerinizi asla üzmeyin.

Siz bakmayın büyüklerin basit işler için “çocuk işi”, ”çocuk oyuncağı”, yetişkinlerin yaşı küçük olanların seviyesine uygun davranmasına “çocukla çocuk olmak” ya da yaşına uygun davranmayan kişiler için “çocuklaşmak” dediğine…

Çocukluk çağlarımız bizim şu hayat içinde işgal ettiğimiz tertemiz noktadır. Çocukluğumuz en masum halimiz, en saf anımızdır. En önemli ödevimiz çocuk olmanın hakkını verebilmektir.

Yorum Ekle

Sesini Yükselt!

Yorumunu Herkesle Paylaş En Çok
Beğeni Alan Yorum En Üstte Yayınlansın.

Yorum yapabilmek için giriş yapınız
Henüz hiç yorum yapılmadı, ilk yorumu yapan sen ol!